Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
imkansız bir aşktan mı yoksa yoksa gücendiği kardeşi yüzünden mi bilinmez,
hayatının son 19 yılını bir otel odasında geçiren yahya kemal.
nazım hikmet'in annesi celile hanım ile olan münasebeti dolayısıyla öğrencisi necip fazıl'ın ve ders verdiği tüm okulun alaycı tutumlarına maruz kalmıştır, yine evinde ders verdiği nazım hikmet'in cebine bıraktığı '' bu eve hocam olarak girdiniz fakat babam olarak giremezsiniz '' notu ile ürküp celile hanımdan uzaklaşmıştır.
yahya kemal deli gibi aşıktı ama evlenmekten hayatı boyunca korkmuştu. belki böylesi bir kadına hiçbir zaman sahip olamayacağını bilmekten, belki o beraberlikte ters bir olaydan ürkmekten, belki de genç nazım hikmet'ten ve etraf ne der diye ürkmekten..
öldüğünde evraklarının arasından içinde kurumuş iki yaprak bulunan bir zarf çıktı yahya kemal'in ve şöyle yazıyordu: bu zarfın içindeki hatıra, 19 ağustos 1930'da sirkeci garında gece saat 10'da veda ettiğim aziz bir kadının göğsündeki çiçektendir. koparıp verdiği bu iki yaprağı daima muhafaza edeceğim. celile muhtemelen bu aşkın devam etmeyeceğini anladığı paris'e giderken, sirkeci garında vermişti yahya kemal'e göğsünde duran o iki yapraklı çiçeği.
yahya kemal'in sessiz gemisi hep ölüme yazılmış bir şiir olarak bilinir,
oysa demir alıp bu limandan kalkan gemi,
sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol dizeleri..
yahya kemal'in hayatındaki en büyük aşkı olan celilesi'nin adadan gemiyle istanbul'a uzaklaşışı esnasında yaşadığı çaresizliği anlatır. ölümdür elbette sessiz gemi'nin konusu ama aşkta aranan ölümdür ve celile'nin ardından limanda bakakalan yahya kemalden esintiler içerir.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |