Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
eskiden hatırladığımız, daha renkli televizyonların herkesin evinde yer almadığı dönemde izlediğimiz, kumanda daha keşfedilmemiş olan, arada bir kayıp giden televizyonlar.
anısı çok fazla olan elektronik alet.
bizimkisi bulgar malıydı.
çok sağlamdı.
renkli televizyon gelince pabucu dama atıldı sağlam olduğu hâlde.
üç beş yıl sonra ne olduysa tekrar çalıştırdık, yaşım on on iki filan. çalışıyordu. ben içini açıp kurcaladım. sanırım içine müdahalede bulunup renklendirmeye heveslenmiş olabilirim. kapağının vidalarını taktım. sonra fişe taktım. içinden kara dumanlar çıktı. ölmedim ama! ölseydim şimdi bunları yazamazdım. bu olayların geçtiği saatler öğlendi, babam işteydi yani. babam gelince hiçbir şey yapmadı. televizyonun yandığını bile bilmedi. annem gammazlamadı yani.
ana fikir: eğer çocuğunuz meraklı bir tip ise siz siz olun hiçbir zaman gözünüzü ondan ayırmayın. her çocuk benim gibi şanslı olmayabilir.
bizim renkli televizyon eve bir hafta sonu teşrif etmişti.
o sırada tek kanal vardı ve futbol maçı yayınlanıyordu.
futboldan anlamam, büyülenmiş gibi yeşil çimlere bakıyordum.
ilk günler başından ayrılmadık her şeyin renkli halini inceledik.
Bir süre sonra oyuncaktan sıkılan şempanzeler gibi sıkıldık ve başından ayrıldık.
şimdi de renkler var ama o zamanki tadı vermiyor. :)
televizyondan önce video marketlerden kiralanan kasetlerin izlendiği videolar vardı.
ıssız adalar, mavi denizler, ilkel kabileler falan ne görsek de inanıyorduk. :)
Renkli izleyip çok etkilendiğim bir film vardı.
Zaloğlu Rüstem efsanesi. :)
Niyeyse aklımda kalmış.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |