Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Sigmund Freud'a ait ders niteliğinde bir kitap.
Ders niteliğinde olsa da bu kitaplar benim ilgimi çekmekte. Freud bu kitabında psikolog ve sosyal bilimcilerin düşüncelerinden alıntılar yaparak, mesela ilk girişte Le Bon'un Kitle Ruhu Tanımı'ndan yola çıkarak kendi yaklaşımını bu görüşler üzerine zaman zaman birleştirme yoluna gittiği gibi, zaman zaman eleştirdiği de olmuştur.
"Kitle uysal bir sürü gibidir, başında bir efendi olmadan yaşayamaz. İtaate karşı öylesine bir susamışlık içindedir ki, ortaya çıkıp kendisini efendi ilan edecek herkese içgüdüsel bir boyun eğişle karşılık verir."(Sayfa: 21)
Bireyin ben'inden nasıl uzaklaştığını, toplum içerisinde kendi olabilmenin zorluğunu ve toplumsal psikoloji üzerine ele alınan bu kitap, okunur.
"her din aslında kendine inananlar için sevgi doludur ama o dine inanların dışında kalıyorsanız dinin sevgisinin de dışında kalırsınız."
ve;
"Kitleyi etkileyecek kimsenin, elindeki nedenleri mantık süzgecinden geçirmesine gerek yoktur; işi alabildiğine güçlü imgelere dökmek, abartmaya kaçmak ve sürekli aynı şeyleri yinelemek amaca ulaşılmasını sağlar. çünkü kitle, gerçek ve düzmece konusunda kuşku nedir tanımaz."
cümlelerini barındıran incecik ama derin bir kitap.
ve kitleler;
eleştiriye kapalı, bilinçli kişiliğin kaybolarak bilinçsiz egemenliğin ele geçirilişin resmi. Ve maalesef bireyin kendisinden uzaklaşıp, otomat duruma girişi...
Ve tabii anlamak için; Le Bon.
(tebessüm)
Bireysel olarak yapamayıp veya yapmak istemediği bir tepkiyi düşünceyi toplum içerisindeyken çevre faktörlerinden etkilenerek yapmak isteği
Tayyip chp yi elestirirken asgari ücreti 2 bin tl yapcaklarmis diyince, mitingdeki akp secmeninin yuhalamasi durumu.
Pandemi sürecinde yeteri kadar gözlemleme fırsatı bulduğum ve ürktüğüm psikoloji
Kitle için doğru ya da yanlış, mantıklı ya da mantıksız, ahlaki ya da gayri ahlaki gibi durumlar söz konusu değil.bireyler korku gibi duyguların da etkisiyle 'güven duyulacak kişi' sıfatıyla önüne koyulan kişinin sözünü Tanrı buyruğu gibi görüyor.
Kitle önüne ne koyulursa ona inanıyor, ona göre yaşıyor.durumun eğitimle falan da alakası yok, eğitimli cahil herkes aynı.
Duygusal etkileşimler de kullanılarak hem bireyin, hem de toplumsal kollektifin mantık süzgeci tamamen işlevsiz hale getirilebiliyor
Toplum ahlaki değerlerini bile terkedebiliyor.bizim gibi ahlaki değerlerini düşünsel süreçler sonucunda kazanan bireyler yerine çevresel etkilerle temelsiz şekilde kazanan bireylerin oluşturduğu toplumlarda durum daha da ürkütücü.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |