Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Kuran'da adı geçen peygamberlerden birisi olup, Yakup Peygamberin oğludur. soyu Hz. İbrahim'e kadar varır.Kur'an-ı Kerim'de kendi adını taşıyan bir sure vardır. Tamamı 111 ayet olan bu sürenin 98 ayeti Hz. Yusuf'tan bahseder.
züleyha yusuf'a mektup yazmaya başlayınca ;
"yusuf" diye başladı
durdu
....
"yusuf" diye bitirdi
gördü ki hitaptan öteye geçemedi
anladı ki aşkın namesinde sernameden öteye kalem yok
ve züleyha'nın lügatinda yusuf'tan öte sözcük yok
nazan bekiroğlu
kim daha güzel yusufu anatabilir ki ?
sana iyi bir haberim var. Zindandan çıkacaksın.
sana ise daha iyi bir haberim var...
( Şarapçıya ve ekmekçiye rüya tabiri yapan zindandaki Hz. Yusuf'un tiyatro yorumu. )
lgs'ye hazırlanan kısmen bunalımda ergenler olduklarından bence tiyatro yorumlamaları hoş görülebilir.
Ben ilk duyduğumda olayın kendisine değil ama olayları yorumlama şekillerine gülmüştüm.
Not: Bu arada bu menkıbe ya da olayda kafama takılan noktalar var. Bu şarapçının unutkanlığı yüzünden 8 yıl daha zindanda unutulan daha doğrusu suçsuz yere yatırılan Hz. Yusuf sonraki dönemlerde Mısır'ın üst düzey yöneticisi olduktan sonra şarapçıyı bulup onunla yüzleşmiş midir ?
Züleyha'nın akıbeti ne oldu ?
Mısır'da bu kadar çok entrika dönmesinin temelinde hangi sosyolojik ya da ekonomik gerçekler yatıyordu ?
..
Hikayelerin en güzeline sahip olan, ismi geçtiğinde güzelliği ile hatırlanan; "zindan bana bunların davet ettiklerinden daha sevimli" deyip dualarında Rabb'e sığınan peygamberlerden biri..
..
Bu hikayede Babası Hz. Yakup'un ve züleyha'nın sabrı örnek alınacak mahiyette.. Mükafatı ise gıpta edilesi.. Ömrüne ömür katılmış, tekrar gençliği hediye edilmiş, sevgili züleyha'nın..
..
"Seni buldum tamamlandım.."
..
"Zindan bana bunların davet ettiklerinden daha sevimli."
Şimdi bir adam bunu söyledikten sonra baş kadın kahramana ne diyelim ?
Şu veya bu şekilde evlenmişsin.
eşin güçlü ve zengin bir ülkede üst düzey yöneticiymiş.
Bol parası da varmış.
Senin de bir elin yağda bir elin baldaymış.
eşin eve köle pazarından çocuk yaşta bir yardımcı getirmiş.
çocuk sizin elinizde büyümüş.
neresinden baksan aranızda var en azından iyimser tahminle 10 yıl yaş farkı.
Boşanmayı gözün yememiş, lüksü ve konforu terk etmemişsin ya da riske girmek istememişsin her neyse Sana bir şeyler olmuş, tutmuş genç delikanlının gömleğini yırtmışsın.
Olmaz, bana böyle ihanet yakışmaz demiş, seni reddetmiş anlamamışsın.
Bu nasıl aşk anlayışı bilemedim.
parayla pazardaki hayduttan insan satın almayı kabulleniyorsun.
ticari kervan diyorlar ama yolda bulduğu çocuğun sahibini aramayıp pazarda satan adama günümüzde haydut denebilir.
günümüzde değil her zaman bu söylenebilir.
Bu çocuk kimdir, kimin nesidir, belli ki buralara yabancıdır demiyorsun.
Hayatına bir güzel ipotek koyuyorsun.
getir götür işlerini, şunu bunu yaptırıyorsun.
Sonuçta çocuğun bir ağzı bir de dili var. Sorsaydın sana anlatırdı beni abilerim kuyuya attı bu herifler de kuyudan çıkarıp beni pazarda size sattı diye.
Sen bu çocuğu dinlemeye bile tenezzül etmemişsin.
isteseydin çok saygın bir insan olan babasını bulur çocuğu ona teslim ederdin.
Neyse sonra delikanlı olunca iftiraya uğrayıp hapsi boyluyor korkudan ya da kim bilir ne sebepten gıkın çıkmıyor.
adamın hapislerde çürümesine göz yumuyorsun.
sırf evli barklı kadın olduğun için namus lekelenmesin diye olayın üzeri örtülüyor.
Buradan da Züleyha'nın muhteşem aşkı mı doğuyor ne doğuyor anlamadım.
kaç gündür kafamda evirdim çevirdim düşündüm taşındım.
muhakkak detaylı açıklaması yapılan kitaplar vardır ama onları okumamıştım.
küçük yusuf çok zeki bir çocuktu. görüşü de çok parlak ve isabetliydi. rüyasını babasıyla paylaştı.
neyse yaşlı babasının, öz kardeşinin ve birer yetişkin olan üvey kardeşlerinin de gayet farkındaydı.
kuyudan çıkarılınca muhtemelen bilerek sesini çıkarmadı.
geri dönse o gözü dönmüş kalabalıktan onu kim koruyacaktı ?
babası da iyice arada kalıp ezilecekti.
kendini kaderin akışına teslim etti.
eve dönmeye çalışmadı.
muhtemelen mısır'da teslim edildiği yerde zaten onun dili konuşulmuyordu.
zindanlara düşmese gider babasını bulurdu bir ihtimal.
üvey kardeşlerini kuyunun içine sarkıtmak kontrollü ve kendi açılarından mantıklı olmuş.
arazide tek başına bıraksalar gerçekten de yabani hayvanlar saldırabilirdi ama büyük ihtimalle hiçbir şey olmayacaktı.
o da bir yolunu bulup eve dönebilecekti.
kuyudan çıkamaz, susuzluktan ölmez, birileri onu mutlaka bulur, hem kardeş katili olmayız hem de ondan bir şekilde kurtuluruz, şimdi tutar onu birine köle diye satarsak satıcı belli alıcı belli, bu şekilde yaparsak kimse onun kim olduğunu bilemez diye düşündüler herhalde.
o değil de şimdi acaba kenan'da yani günümüz filistin'inde bulunan dothan vadisindeki kuyularda su seviyesi nasıldı ki bir çocuğu oraya sarkıtıp bırakabildiler. ( wiki'de mevo dotan'dan bahsedilmiş. )
iyi de başka bir dil konuşan başka bir millet diye düşününce
mesela günümüzde olsaydı
uçağa bindirip çok uzak bir ülkede sokakta bırakıp kaçmak gibi bir şey herhalde yaptıkları.
gerçekten de olağanüstü bir hikaye.
modern versiyonunu çekmek isterdim.
esaretin bedelinden çok daha fazla ses getirirdi muhtemelen.
bazı paylaşımlar yapılmış ve bahsi geçen kuyunun kudüs'de mescidi aksa yakınında olduğu belirtilmiş.
kuyunun görüntüleri paylaşılmış.
bildiğimiz kuyulara hiç benzemiyor.
çok geniş kenarlı, kenar duvarlarında belli bir noktaya kadar basamaklar var.
kocaman, karanlık ve ürkütücü bir görünüşü var.
kenarları düzenli bir şekilde örülmüş duvarlar gibi.
tabanında bir insanın sığınabileceği kadar kıyıları var ve belli bir seviyeye kadar da içinde su var.
sanki doğal bir obruk sonradan insan müdahalesiyle sağlamlaştırılmış ve kuyuya dönüştürülmüş gibi.
böyle bir yapının içine olsa olsa ip yardımıyla indirilmiştir. atılmıştırdan ziyade bırakılmıştır demek daha mantıklı gibi.
kuyunun kudüs'teki kuyu olabileceği gibi aslında ürdün'de olduğu şeklinde de bazı rivayetler varmış.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |