Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kulağa tuhaf geliyor ama çok da güzel oluyor.
Biz çocukken köyde evin arka tarafında küçük bir erik ağacımız vardı.
Ağaca tırmanamazdık çünkü bir tarafı tehlikeli derecede uçurumdu.
Altında karanlık kuytu bir ırmak olan ıslak yosunlu kayalarla kaplı bir uçurum.
Kendisi de abartmıyorum beton çivisi kadar sert ve tehlikeli dikenlerle kaplıydı.
Erik dikeni hiçbir şeye benzemiyor.
Yanlışlıkla dalına bassanız ayakkabınızı hatta ayağınızı delip karşı taraftan çıkar.
Neyse yazın eriğin dalları meyveden kırılacak gibi olurdu.
Kovalar dolusu toplayıp kaynatırlar evde reçel yaparlardı.
Bazen içinde çekirdek unutulduğu da olurdu.
Bütün kış evin reçel ihtiyacını karşılayacak kadar erik verirdi o küçük ağaç.
o ekşimsi reçelin tadını hala hatırlıyorum.
Herhangi bir marketten alınan o şeylerden bin kat lezzetli.
Bir de bu tür gıdaların saklandığı havadar çatıyı hatırlıyorum...
Turşular, salamuralar, reçeller, meyveler, kurutulmuş otlar, hatta saklanan yumurtalar hep orada olurdu. :)
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |