Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
2024
DÜNYA FELSEFE GÜNÜ
MESAJI
Değerli Arkadaşlarım,
Değerli Felsefeseverler,
Günümüzde gitgide yayılan ve çelişkili bir ifadeyle "medenî ilkellik" dediğim olgunun temelindeki ana düşünsel nedenlerinden biri, 'hak' ile 'çıkar' arasındaki farkın yeterince görülememesidir.
İkibindörtyüz yıl önce Sokrates'in yaptığı, ama üstünde durmadığı hak tanımına göre, 'hak' derken kastedilen, bu hak kimin hakkıysa, ona muhakkak verilmesi gereken bir şeydir ?bir "borç" olan ve geri verilmesi gereken bir şey.
'Çıkar' ise, kimin çıkarıysa, onun hak ettiğinden daha fazlası, başkasından/başkalarından eksilen daha fazlasıdır. Çıkar kavramı çatışmayı içerir. Çıkarlar çatışır. "Ortak çıkarlar" da, başkalarının ortak olan ya da olmayan çıkarlarıyla çatışır.
Dünyamızda barış isteyenlerimizin 'hak' ile 'çıkar' arasındaki farkı görmesi ve bunun etik gerekleri üzerinde düşünmesi dileğiyle, sizlerin ve sevdiklerinizin Dünya Felsefe Gününü kutlar, saygılar sunarım.
İoanna Kuçuradi
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı
halbuki biz hocalara soruyorduk, eşeleyip deşelemeye çalışıyorduk.
derslerin bu derece lezzetli geçmesi beklentisi içindeyken;
" hak hukuken korunmuş menfaattir. " , deyip topu pasa gönderiyorlardı.
herhalde: kanun yapıcılar o dönemde neyi hak görmüşse ona razı olun, bik bik yapmayın demek istiyorlardı.
Bakınız pac-man, adalet, adalet ...
sokrates üzerinde durmamışsa demek ki o zaman da çarşı pazar karışıktı, başına iş almak istemedi.
kölelik varmış, kadınlar fazla yokmuş, insanlar parayla alınıp satılıyormuş. ( aslında biraz tanıdık geldi )
eşitlik zaten üstünler arasındaymış.
tapınaklarda sunaklar varmış.
yasa varmış ama sanırım mahkeme yokmuş.
kılıç varmış, bukağı varmış, pranga varmış...
Sokrates'in macera arayası varmış öyle bir dönemde filozof olmuş.
hak nedir o zaman sen tanımla diye sorulursa.
tabi ki biliyorum ama söylemem derim.
deli miyim ben, sokrates değilim, o en azından tarihe geçmiş, bizi gıcırı bükme yapar bir deliğe tıkarlar.
Türkiye'de felsefeye de filozofa da ihtiyaç var mıdır konusunu tartışmalıyız belki de.
felsefe, felsefeyi talep eden ve felsefi olgunluğa sahip toplumlarda mümkündür, felsefe bireysel bir eylem değildir.bugünün teknolojik şartlarında, online etkileşimlerle belki bu durum aşılabilir ama yine de Türkiye'de felsefenin halen bir kaşılığı yok gibi görünüyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |