 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
Rusya'nın kuzeyinde, uçsuz bucaksız sibirya topraklarında, Yakutistan'da bulunan fosiller.
araştırmacılar daha çok diş avcılarının izlerini ve gösterdikleri yolları takip ediyorlar.
vahşi arazide korkmadan, silahlı gezebilen yerli halk bazı şeyler keşfetmişler.
Kemik nehri adı verilen bazı oluşumlardan bahsediyorlar.
Yani bir şekilde ölen hayvanların kemikleri belli akıntılar üzerinde birikmişler.
bu bölgelerin fosil bulma konusunda daha avantajlı olduğu anlaşılmış.
hiç bozulmadan ilk günkü gibi kalmış mamut, arktik tavşan, kurt, tüylü gergedan, çeşitli böcek fosilleri günümüze gelmiş.
bir mamut kafa deri parçası incelenerek derinin düzgün ve ilkel bir aletle kesildiği keşfedilerek insanlarla mamutların aynı dönemde yaşadıkları dahi kanıtlanmış oldu.
mamutların beslenme koşullarının değişmesi nedeniyle ya da insanların avlanmaları yüzünden kuzeye doğru yönlendikleri, burada bulunan coğrafi yarıklara çetin kış koşulları nedeniyle düşüp o şekilde sıkışıp kaldıkları ve günümüze kadar bu nedenle sapasağlam ulaştıkları açıklanıyor.
mamutların kulakları insan kulağına çok benziyor ve günümüz filleri gibi kocaman değiller.
tüylü gergedanların ise günümüze kadar hayatta kalmayı başarmış yakın akrabaları cüce sumatra gergedanlarıymış.
kutuplarda yaşayan bozkurtlar ise günümüzde yaşayan kurtlardan çok daha iri, kocaman canlılarmış.
dünya tarihi boyunca 11 adet buzul çağı yaşandığı tespit edilmiş.
sonuncusu ne zaman yaşanmış ve sona ermiş diye baktım.
yaklaşık M.Ö 12.000 tarihinde son buzul çağı yaşanmış ve sona ermiş.
bu dönemlerin Kaç tanesi insanlı döneme denk gelmiştir bunu herhalde tam olarak belirleyemiyordurlar çünkü
ilk buzul çağının 1.8 milyon yıl önce başladığını tahmin etmişler.
Peki buzul çağında dünya nasıl bir yerdi ?
en çok merak ettiğimiz konu budur herhalde.
dünyanın insanlar açısından en yaşanılabilir kuşağı neresiydi ve coğrafi koşulları nasıldı ?
herhalde tarihin şekillenmesinde de en fazla etki eden faktör buydu.
niye bütün bu itiş kakış, kavga dövüş hep aynı coğrafyada ve hep aynı medeniyetler arasında oldu sorusunun cevabını da buzul çağı veriyordur muhtemelen.
çünkü insanların neredeyse tamamına yakını iklimi ve bitki örtüsü elverişli bu bölgeye sıkışmıştı.
tarihçiler ve arkeologlar da işleri kolaylaşmış bir şekilde insanlığın yoğun olarak sıkıştığı noktalardan, zamanla yaşama elverişli hale gelen noktalara doğru izleri sürmeye devam ediyordurlar.
insanlığın gördüğü tek buzul çağı olduğunu açıklamışlar ve buna da pleistosen çağ adını vermişler.
ayrıca farklı kaynaklarda buzul çağları farklı sayılarda ifade edilmiş.
demek ki bu konuda da bir fikir birliği yok aslında.
netice olarak insanlığın ortaya çıkışının bir buzul çağına denk geldiği belirlenmiş.
karaların önemli bir kısmı buzlarla kaplıymış.
bu nedenle muhtemelen deniz seviyesi de günümüzden bir hayli düşüktü.
sahra çölünün altını, libya, mısır arasındaki uçsuz bucaksız çöl ve kayalıkları harıl harıl aradıklarına ve kumun altından acayip medeniyet kalıntıları çıkardıklarına göre
aslında hikayeyi bambaşka bir şekilde yazmak da gerekebilir.
dünya buzul çağından sonra holosen döneme geçmişmiş ve ısınmaya devam etmekteymiş.
yani binlerce yıl önce yaşayan insanlar bizim çektiğimiz sıcakları yaşamıyorlarmış.
günümüzde çöl olarak değerlendirdiğimiz bölgelerde de yemyeşil araziler, sulak alanlar, ormanlar varmış.
bir arkeolog şunu söylemişti:
Göbeklitepe kalıntılarının sadece erkeği ön plana çıkaran simgelerle dolu görünmesi bizi yanıltabilir.
günümüze kadar ulaşan veriler sadece taşlara işlenmiş olanlar.
farklı materyallerle yapılan başka simgeler kadını da temsil edebiliyor olabilir ve bunu hiçbir zaman öğrenemeyebiliriz.
eldeki bulgularla kesin ve bütüncül bir yargıya ulaşmak doğru olmaz.
rus steplerinde, buzul çağında yaşamış insanların dondurucu soğuklardan nasıl korunduğuna dair ipuçları bulmuşlar.
ölmüş mamut kemiklerinin bulunduğu bölgelerden bu kemikleri toplayarak bir kısmı ile çadırlarının iskelet kısmını, bir kısmıyla da duvar kısmını örüyorlarmış.
çadırlarını toprağı belli bir seviyede kazarak çukurlara gömüyorlarmış.
izolasyon için kuru otlardan ve yosunlardan yararlanıyorlarmış.
hayvan derilerini kat kat çadırlarının etrafına sarıyorlarmış.
ateş sistemini birden fazla yeri ısıtabilecek şekilde kullanıyorlarmış.
tek bir noktada toplanmıyor görev dağılımına göre ateşi farklı yerlerde kullanıyorlarmış.
yakacak olarak da kuru otlardan ve tezeklerden yararlanıyorlarmış.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |