Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

bankacılık uygulamalarında suç işleyen bankacı var mı sorusu

paylaş araştır

 

  1. olduğuna, olacağına inanmadığım sorudur.

    bankacılar, güvenilir kişiler olmak zorundadırlar.

    çeşitli nedenlerle; birtakım yol ve yöntemleri kullanarak

    görevini/güveni kötüye kullananlar olduğuna/olabileceğine

    inanmak istemiyorum.

    bu yüzden bu soruyu abes buluyorum.

     
    (Bkz: bankacılık operasyonu)(Bkz: banka)(Bkz: bankacının günah keçisi olması)(Bkz: abes)(Bkz: banka dolandırıcılığı)
  2. dost sohbetlerinden ve genel ağdaki şikayetlerden

    anladığım kadarıyla gözünü karartan, görevini/güveni

    kötüye kullanan bankacıların olabileceğine/olduğuna

    ikna oldum.. dediğim başlıktır.

    Bir dostun anlattıklarıdır:

    Bir yerel seçimden önce bir parti ile ilişkili bir bankanın Beykoz Şubesi'ndeki görevli bayan bankacı perdeleri çekip ortamı karartıyor. "Maaş promosyonu alabilmek için bu belgeyi

    imzalamanız gerekiyor" dedi. Aklıma kötü bir şey gelmediğinden okumadan imzaladım.

    Sonra o tarih de 575 lira olan promosyonun 500 lira olarak yatırıldığını gördüm.

    Nedeninin de,

    malûm belediye başkan adayının bütün çalışanlara dağıttığı

    ajanda olduğunu anladım.

    Yani seçimde oy alabilmek için çalışanlara ajanda dağıtıyor, ücretini de bize ödetiyor.

    Bankayı ve ilgili kamu kurumunu nasıl ikna etti anlamadım.

     
  3. hiçbir şey olmuyorsa bile

    kesinlikle bir şeyler oluyordur.

    dinlemiştim bir arkadaştan.

    bir 17 sene rahat var.

    ondan öncesini zaten televizyonlardan izliyorduk.

     
  4. sadece bankacıların değil, bankaların da kurumsal

    olarak suç işledikleri iddia ediliyor..

    dediğim başlıktır.

    *

    bunlardan birini bir banka müşterisi şöyle anlatıyor:

    *

    2003 yılında imar bankasındaki vadeli hesabımın vadesi

    dolmak üzereyken bankaya el konuluyor.

    *

    banka hesapları bir devlet bankasına devrediliyor.

    vadeli hesabımın getirisi yok sayılıyor.

    hesabımdaki paraya uzun süre ulaşamıyorum.

    sonra neredeyse hiç faiz uygulanmyor.

    ödemeler üç yıla yayılıyor.

    *

    parayı pul haline getirdikten sonra ödeme yapılıyor.

    *

    bu arada benim gibi yüzbinlerce yurttaşın parası

    birilerinin cebine aktarılmış oluyor.

     
    (Bkz: bankacılık operasyonu)(Bkz: bankacının günah keçisi olması)(Bkz: bankada unutulan para)(Bkz: banka dolandırıcılığı)(Bkz: bankadaki bir milyon liranın bir lira olması)
  5. bankacılar ve bankalar ile ilgili yakınmalar

    öyle bir hale gelmiş ki

    "bir dokun, bin ahh! işit" olmuş..

    dediğim başlıktır.

    *

    keşke, girişteki o paylaşımı hiç yapmasaydım.

    *

    allem edip kallem edip vatandaşın parasına çökülmüş.

    "konut edindirme yardımı" (key) ile "tasarrufu teşvik

    fonu"nda biriken paralar pul olduktan sonra ödeme

    yapılmış. bazılarına ise hiç ödeme yapılmamış.

    *

    şimdi soru şu: vatandaşın cebine girmesi gereken

    bu paralar kimlerin cebine girdi?

     
    (Bkz: çökmek)(Bkz: tasarruf)(Bkz: bir dokun bin ah işit)(Bkz: key)(Bkz: allem etmek kallem etmek)
  6. "bankacılık uygulamalarında suç işleyen bankacı

    var mı?" sorusuna verdiğim karşılıktır:

    birkaç gün önce kamuya yansıyan haberlerde bir bankacının

    kiralık bir kasayı patlattığı spoiler

    iddia edildi..

     
    (Bkz: Kamu bankaları yapıyorsa caizdir)(Bkz: ihlas finans,kombassan holdig,yimpaş,imar bankası ve diğerleri)
  7. görevi/güveni kötüye kullanma olayının

    sadece bankalar ve banka çalışanları için

    değil;

    finans kurumları ve çalışanları için de

    söz konusu olduğu iddia ediliyor..

    dediğim başlıktır.

    *

    mağdur bir vatandaşın anlattıkları:

    bir finans kuruluşu "biz faiz vermiyoruz.

    kâr payı dağıtıyoruz" diyerek para topluyor.

    ilk anlarda bankalardan daha fazla getiri sağlıyor.

    *

    kurum, faiz duyarlılığını öne çıkardığı için büyük ilgi görüyor.

    bir süre sonra "iflas ettim" diyerek paraları buharlaştırıyor.

    *

    şu açıklamayı yapıyor:

    "alacaklarınızı dolara çevirdik. kimsenin parası bizde kalmayacak. belli bir sıraya göre ödeme yapacağız".

    *

    ancak aradan neredeyse 20 yıla yakın bir süre geçtiği halde hâlâ parasını alamamış olan olabilir.

    bu 20 yılda a.b.d. deki yıllık enflasyon oranının

    ortalamasının % 2.5 olduğunu varsayarsak

    20 yılda sözgelimi 10 bin doların değeri-satın alma gücü yarıya inmiş oluyor.

    *

    soru: bu banka ve finans kuruluşları

    siyasi ayakları-destekleri olmadan

    yatırımcıların varlıklarına çökebilirler mi?

     
    (Bkz: bankacılık operasyonu)(Bkz: finans merkezi)(Bkz: bankacının günah keçisi olması)(Bkz: bankada unutulan para)(Bkz: paranın zaman değeri)(Bkz: banka dolandırıcılığı)(Bkz: bankadaki bir milyon liranın bir lira olması)(Bkz: paranın değer kaybetmesi)
  8. bahsettiğiniz olayı biliyorum.

    mağdurları verdikleri para oranında alacaklı olarak sıraya dizdiklerini söylemişlerdi ama

    çıngar çıkarmayanları öteleyip duruyorlardı.

    biraz gözdağı verenlerin bir kısmı

    paralarını kurtarabildiler.

     
  9. görevi/güveni kötüye kullanma olayının

    sadece bankalar ve banka çalışanları için

    değil;

    finans kurumları ve çalışanları için de

    söz konusu olduğu iddia ediliyor..

    dediğim başlıktır.

    *

    mağdur bir vatandaşın anlattıkları:

    bir finans kuruluşu "biz faiz vermiyoruz.

    kâr payı dağıtıyoruz" diyerek para topluyor.

    ilk anlarda bankalardan daha fazla getiri sağlıyor.

    *

    kurum, faiz duyarlılığını öne çıkardığı için büyük ilgi görüyor.

    bir süre sonra "iflas ettim" diyerek paraları buharlaştırıyor.

    *

    şu açıklamayı yapıyor:

    "alacaklarınızı dolara çevirdik. kimsenin parası bizde kalmayacak. belli bir sıraya göre ödeme yapacağız".

    *

    ancak aradan neredeyse 20 yıla yakın bir süre geçtiği halde hâlâ parasını alamamış olan olabilir.

    bu 20 yılda a.b.d. deki yıllık enflasyon oranının

    ortalamasının % 2.5 olduğunu varsayarsak

    20 yılda sözgelimi 10 bin doların değeri-satın alma gücü yarıya inmiş oluyor.

    *

    soru: bu banka ve finans kuruluşları

    siyasi ayakları-destekleri olmadan

    yatırımcıların varlıklarına çökebilirler mi?

    ek: a.b.d. de mevduatlara verilen yıllık

    ortalama faiz oranını net % 2.5 kabul edersek,

    10 bin dolar 20 yılda 15 bin dolar yapar.

    finans kuruluşu 20 yıl sonra ne yapıyor?

    5 bin dolar veriyor.

    kayıp ne kadar?

    10 bin dolar.

     
  10. hiç de az değilmiş.. dediğim sorudur.

    *

    anlatılana-iddia edilene göre başka bir mağdurun

    başına gelenler şöyle:

    *

    yer mersin.

    *

    ilgili devlet bankası ve kurum işbirliği yaparak

    mağdura "kumpas" kuruyorlar.

    *

    aralık 2012 yılına ait maaşını ve diğer ödemeleri

    16 0cak-2013 tarihinde vadesi dolacak şekilde 32 gün

    üzerinden vadeli hesaba yatırıyorlar.

    *

    15 aralık 2013' de yapılması gereken maaş ve diğer

    ödemeleri bu yüzden 16 ocak 2013' de yapıyorlar.

    *

    şubat-2013'e ait ödemeleri de yapmıyorlar ve faize yatırıyorlar. faiz getirisini de ceplerine indiriyorlar.

    *

    iddiaya göre bu uygulama mart, nisan, mayıs,

    haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim ayında da sürüyor.

    *

    sonra, 15 kasım 2013 de göreve başlayacak şekilde

    1000-bin km. öteye atamasını yapıyorlar.

    *

    atandığı yerde de kumpas devam ediyor.

    bazı ödemeleri ancak

    soruşturmadan sonra yapıyorlar.

    *

    temmuz 2014'de görevinin başında olduğu halde göreve

    gelmediği gerekçesiyle soruşturmaya uğruyor ve

    müstafî-istifa etmiş sayılıyor.

    *

    şubat-2013'den, kasım 2013'e kadar olan 9 aylık

    hak edişler ve bunların işlemiş faizleri aradan geçen

    11 yıla rağmen hâlâ ödenmiyor.

    *

    görevinin başındayken haksız bir şekilde

    müstafi sayılmasının üzerinden 10 yıl geçtiği halde

    hak edişleri ve bunların işlemiş faizleri başka

    bir devlet bankası tarafından hâlâ ödenmiş değil.

    *

    1000 km. öteye evini taşıyamayacağını bildiklerinden

    birkaç ay sonra ev eşyalarına da el koyuyorlar.

    belki de anlaşmalı oldukları ikinci el-spot mağazasına haraç mezat satıyorlar.

    *

    teyemmümle abdest alıp imâ ile namaz kılan amerikan

    ajanları ile birlikte yürüyen müslüman görünümlüler

    hepinizin bildiği gibi hazineyi ve vatandaşın mal

    ve paralarını nasıl yağmalayacakları konusunda anlaşmazlığa düşünce tepişmeye başlıyorlar.

    *

    sonrası malûm..

    *

    şimdi soru şu:

    bu iddialar doğruysa mağdur kişi

    neden mahkemeye başvurmamış?

     
    (Bkz: teyemmüm)(Bkz: Kumpas)(Bkz: ima ile namaz kılmak)
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.