![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
dünyanın en büyük temel taşları bu yapıda bulunuyormuş.
taşların ağırlığı 1000 tona kadar ulaşabiliyormuş.
taşlar, 4.5 metre genişliğinde ve 19 metre uzunluğunda, 3.5 metre yüksekliğindeymiş.
yapının ilk olarak kim tarafından, ne zaman, neden yapıldığı bilinmiyor.
her gelen medeniyet yapıyı kendi amacına uygun olarak değiştirmiş.
aslında şehrin daha eski bir ismi varmış.
Şehrin ismi Bek'miş.
acaba sami dillerinde Bek ne anlama geliyor ?
bir bakalım.
sanırım beka ile aynı kökten geliyor.
Bakınız: beka, bek, bekke
ölmezlik, kalıcılık gibi bir anlamı varmış.
zaten şehir lübnan bekaa vadisinde.
herhalde şehrin kadim bir şehir olmasını dilemişler ya da öyle olduğunu biliyorlarmış.
hükümdar baal adını verdiği bir put yaptırmış daha doğrusu güneşe tapınma olayını başlatmış ve şehrin adı
baalbek olarak değiştirilmiş.
sanırım durum yönetimin bir zorlaması haline dönüşmüş.
tabi bu zorlamanın yan etkileri neydi o kadarını bilmiyorum biraz daha dinleyeyim.
başka yerleri de kurcalayayım.
muhtemelen bu tapınmanın bazı metazorik ritüelleri vardı ve bu ritüeller vatandaşı zor durumda bırakıyordu.
tapınağın büyüklüğüne bakılırsa bayağı bir zor durumda bırakmış da olabilir.
baalbek tapınağının temelindeki taşlardan bahsediliyor bir başka belgeselde.
birden fazla medeniyet baalbek tapınağının inşası için farklı dönemlerde farklı teknikler kullanmışlar.
her dönemin kullandığı teknik ve dönemler arasındaki farklar da açıkça gözlemlenebiliyormuş.
ilk yapılış amacının ne olduğu kesin olarak belirlenememiş olsa da
bilim insanlarını şaşırtan şey temelde bulunan ve trilithon adı verilen kireç taşı bloklarının nasıl yapıldığı, bölgeye nasıl taşındığı.
24 tanesi yaklaşık 300 er ton ağırlığında.
3 tanesi yaklaşık 800 er ton ağırlığında.
taşlar yan yana o kadar özenli ve ustalıkla yerleştirilmiş ki aralarında su ya da ince bir kağıt parçasının dahi geçmesi mümkün değil.
böyle bir tekniğin ancak günümüz teknolojisiyle mümkün olabileceği ve bu taşları bu kadar düzgün ve jilet titizliğiyle kesen bir aletin o dönemde kullanılabiliyor olmasının imkansız olduğundan bahsediyorlar.
deniyor ki kendisini ilk inşa edenlerden yüzlerce yıl sonra orada bulunan romalıların mimari ve inşaat teknikleri dahi temele kıyasla çok ilkel kalıyor.
aynı titiz tekniklerin yeryüzünün çeşitli noktalarında uygulandığından bahsedilmiş.
Meksika'da bulunan eski bir uygarlıkta da benzer taş ustalığına rastlamak mümkün.
sanki çok daha ileri bir medeniyet yeryüzünde varlık göstermiş ve sonra bir şekilde kendileri ve teknikleri ortadan kalkmışlar ve daha sonra daha ilkel medeniyetler kaldıkları yerden şehirleri yaşatmaya devam etmiş gibi.
konuyu tam olarak aydınlatamıyorlar. hikayenin eksik parçaları var.
baal'in yani ugarit kültürü tanrısının ki
bu pagan dönem tanrının ismi Kuran-ı Kerimde de geçiyor. ( Sâffât 125-126 )
louvre müzesinde sergilenen bir figürini varmış.
daha doğrusu bu küçük figürün ona ait olduğu belirtilmiş.
merak ettim biraz kurcalayayım.
kafasında bir külah olan ince yapılı bir adam olarak betimlenmiş.
külahın tepe kısmı topuz gibi sanki bir ponponu var ya da bu şekliyle tam olarak bir lobuta benziyor.
adam sanki üst gövdesine bir şey giymemiş de beline bir peştemal sarmış. ( Bir diğerinde v yakalı bir üslük var )
elinde de bir şey varmış ama sanki kırılmış. mızrak gibi, ok gibi ya da ona benzer.
bu arada anatomik olarak çok biçimli betimlenmiş.
ayak parmaklarına varıncaya dek detaylandırılmış.
elleri o kadar net değil.
yüzü normal fakat gözleri çok değişik betimlenmiş.
iri gibi ya da gözleri kapalı gibi ya da oyuk gibi tam anlamadım.
heykel bronzdan yapılmış.
aslında şöyle bir durum var:
Baal adını verdikleri birden fazla heykelcik var ve hemen hepsi bronzdan dökülmüş. hemen hepsinin bir eli havada ve savaşçıyı andırıyor. Yüksek bir kaideye yerleştirilmişler ki herhalde bu heykelin dökümüyle falan alakalı. çoğunun gözleri oyuk bırakılmış. belki başka bir malzeme ilave edilmişti.
stellerde baal olduğu ileri sürülen betimlemeler ise bambaşka.
yine savaşçı gibi
yine kafasında değişik bir başlık var. ( Belki döneminin miğferi , kaskı gibi bir şey )
saç sakal uzun, belinde kaması, elinde silahı.
neyse.
o değil de şeyi fark ettim:
binlerce yıl boyunca bütün kültürlerin vazgeçmeden kullandığı bir motif var.
Çiçek motifi.
mezopotamya kullanmış, roma kullanmış, bizans kullanmış, oradan selçuklu'ya geçmiş, osmanlı'ya, islam devletlerine.
Mermer ve diğer taş levhalar üzerinde çiçek motifi hep kullanılmış. çok garip.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |