Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Baalbek

paylaş araştır

 

  1. Dünyanın en büyük Roma tapınağının bulunduğu antik şehir.

    ( Heliopolis )

    Lübnan- Bekaa vadisinde bulunuyor.

    Fatih Koparan anlatıyor biz de dinliyoruz.

    Pagan döneminde güneş tanrısı olarak kabul ettikleri Baal adına yapmışlar.

    Zaten lübnan güneşin gözü gibi bir yer.

    öyle görünüyor.

     
  2. dünyanın en büyük temel taşları bu yapıda bulunuyormuş.

    taşların ağırlığı 1000 tona kadar ulaşabiliyormuş.

    taşlar, 4.5 metre genişliğinde ve 19 metre uzunluğunda, 3.5 metre yüksekliğindeymiş.

    yapının ilk olarak kim tarafından, ne zaman, neden yapıldığı bilinmiyor.

    her gelen medeniyet yapıyı kendi amacına uygun olarak değiştirmiş.

     
  3. aslında şehrin daha eski bir ismi varmış.

    Şehrin ismi Bek'miş.

    acaba sami dillerinde Bek ne anlama geliyor ?

    bir bakalım.

    sanırım beka ile aynı kökten geliyor.

    Bakınız: beka, bek, bekke

    ölmezlik, kalıcılık gibi bir anlamı varmış.

    zaten şehir lübnan bekaa vadisinde.

    herhalde şehrin kadim bir şehir olmasını dilemişler ya da öyle olduğunu biliyorlarmış.

    hükümdar baal adını verdiği bir put yaptırmış daha doğrusu güneşe tapınma olayını başlatmış ve şehrin adı

    baalbek olarak değiştirilmiş.

    sanırım durum yönetimin bir zorlaması haline dönüşmüş.

    tabi bu zorlamanın yan etkileri neydi o kadarını bilmiyorum biraz daha dinleyeyim.

    başka yerleri de kurcalayayım.

    muhtemelen bu tapınmanın bazı metazorik ritüelleri vardı ve bu ritüeller vatandaşı zor durumda bırakıyordu.

    tapınağın büyüklüğüne bakılırsa bayağı bir zor durumda bırakmış da olabilir.

     
  4. baalbek tapınağının temelindeki taşlardan bahsediliyor bir başka belgeselde.

    birden fazla medeniyet baalbek tapınağının inşası için farklı dönemlerde farklı teknikler kullanmışlar.

    her dönemin kullandığı teknik ve dönemler arasındaki farklar da açıkça gözlemlenebiliyormuş.

    ilk yapılış amacının ne olduğu kesin olarak belirlenememiş olsa da

    bilim insanlarını şaşırtan şey temelde bulunan ve trilithon adı verilen kireç taşı bloklarının nasıl yapıldığı, bölgeye nasıl taşındığı.

    24 tanesi yaklaşık 300 er ton ağırlığında.

    3 tanesi yaklaşık 800 er ton ağırlığında.

    taşlar yan yana o kadar özenli ve ustalıkla yerleştirilmiş ki aralarında su ya da ince bir kağıt parçasının dahi geçmesi mümkün değil.

    böyle bir tekniğin ancak günümüz teknolojisiyle mümkün olabileceği ve bu taşları bu kadar düzgün ve jilet titizliğiyle kesen bir aletin o dönemde kullanılabiliyor olmasının imkansız olduğundan bahsediyorlar.

    deniyor ki kendisini ilk inşa edenlerden yüzlerce yıl sonra orada bulunan romalıların mimari ve inşaat teknikleri dahi temele kıyasla çok ilkel kalıyor.

    aynı titiz tekniklerin yeryüzünün çeşitli noktalarında uygulandığından bahsedilmiş.

    Meksika'da bulunan eski bir uygarlıkta da benzer taş ustalığına rastlamak mümkün.

    sanki çok daha ileri bir medeniyet yeryüzünde varlık göstermiş ve sonra bir şekilde kendileri ve teknikleri ortadan kalkmışlar ve daha sonra daha ilkel medeniyetler kaldıkları yerden şehirleri yaşatmaya devam etmiş gibi.

    konuyu tam olarak aydınlatamıyorlar. hikayenin eksik parçaları var.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.