Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

selerdo

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

559 entry 209 konu hiç puanı yok
26.04.2016 10:15 son işlem tarihi takip etme takip et

kahraman tazeoğlu

ortada bu kadar şair varken neden şiir yok diye sorarım bazen. bir cemal süreya'yı arar gözlerim, bir yahya kemal'i orhan veli'yi... edip cansever ne yapar acaba şimdi diye sorar, sezai karakoç'a uzun ömürler dilerim. cahit zarifoğlu abim ne kadar erken gittin. erdemli şair erdem bayazıt, nerede şimdi... çok mu uzaklarda çok mu... hayır aslında yaşayan bir edebiyat atlası bırakıp gitti niceleri, sorun biraz da okur sorunu... kaliteden taviz vermek, her çiçekle böceği bir araya getireni şair bellemek, bu değil aslında edebiyatımızın hali pür melali. gerçek okurlar da var kıyılarda köşelerde. sosyal medyadan beslenmeyen evrensel kökleriyle hakiki edebiyatımızı zihinlerine nakşeden hakiki okurlarımız var. bir rüzgarda göğe yükselip yerlerde gazel olacak çınar yapraklarının gökte şık durmasına bakmayın, rüzgarlar gelir geçer, çınarlar yerinde durur. yaprak hışırtısı değil göğün mihenk taşlarıdır onlar.

her okuduğunuzda dile gelir, her tanıdığınızda ufkunuzu daha da açarlar. referansınız yapraklar değil çınarlar olsun ki savrulmayasınız!!!

Şiirden ekmek yiyen bir isimdir.

12.04.2016 09:10
  1. han duvarları

    faruk nafiz çamlıbel'in bir yolculuğu müthiş tasvirlerle anlattığı şiiridir. şiire asıl anlamını verense şairin geçtiği hanlardan kendisinden önce geçmiş ve memleketi kahramanmaraş'a varmadan son handa hayatını kaybetmiş halk şairi şeyhoğlu satılmış'ın duvarlara yazdığı dörtlüklerdir. şiir bu dörtlüklerin üzerine inşa edilir. aktif rol ve merak uyandıran şair aslında şeyhoğlu satılmıştır, faruk nafiz ise berrak bir türkçeyle anlatıcı rolündedir. edebiyatımızda örneğinin en kuvvetli şiirlerindendir. ayrıca şairin aynı isimli bir de şiir kitabı vardır. faruk nafiz beş hececilerdendir.

     
  2. apartman hayatı

    kırları, tarlaları, dağları, bayırları, bağı, bahçeyi, engin vadileri, mavi denizi, harman yerinde kendi yaptığı oyuncaklarla oynayan çocukları, tarladan tandıra buğdayın ekmek olma yolundaki serüvenini, dağların zirvelerinden şehre kuş bakışı bakmayı, ceylan pınarlarını, çoban çeşmelerini ve daha sayamadığım nicesini tanımadan yaşamaktır. eğer ki yaşamaksa...

     
  3. Muhsin Yazıcıoğlu

    hayatı boyunca hep örnek bir duruş sergilemiş, mert, korkusuz, barışçıl, davası olan memleket sevdalısı efsane başkandır. memleketimizin değeri olan böylesi bir lider talihsiz ve soru işaretleriyle dolu bir kazada rahmana kavuşmuştur. belleklerde unutulmaz bir yer etmiştir.

     
  4. organ bağışı

    hani korku salan bir yanı var ama akılcı düşündüğümüzde cansız bir beden çürümeye terk edilmiş bir kadavradır. bir insan yokluğunda dahi farklı insanlara nefes olabilecekse bundan daha büyük bir iyilik düşünülebilir mi? bence en büyük hayır işidir.

     
  5. yabancı

    albert camus'un mükemmel bir romanıdır. gözlem yeteneği ve kitap içerisindeki yaklaşımları çok farklıdır.