Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

239 entry 263 konu hiç puanı yok
04.02.2024 14:56 son işlem tarihi takip etme takip et

hasan sabbah

Resmi ideolojinin tarihi işte böyle oluyor yurttaşlar..

Nasıl mı?

Hasan Sabbah'ı bugün yalancı, uyuşturucu taciri, üç kağıtçı vd olarak okumlamayı sağlama..

Halbuki şöyle bir nefes al gözünü kapat; güçlü bir devlete karşı bir fikir geliştirmişsin sonra arkasından ardına binlerce kişiyi almışsın. En başında bir retorik kullanmışsın ama gel gör ki bu binleri elinde tutmak için haşhaşa gerek duyuyorsun.

Evet kardeşim, doğru. Hı hı kesin öyledir..

29.01.2024 10:58
  1. bir ada hikayesi

    'bir' ada hikayesi deyip geçmemek lazım. yaşar Kemal'in en son kitap serisi. seri dört kitaptan oluşuyor:

    -fırat suyu kan akıyor baksana

    -karıncanın su içtiği

    -tanyeri horozları

    -çıplak deniz çıplak ada

    şimdi bu kadar uzun, güzel, asil betimlemeleri ile ünlü Ozan'ın kitaplarını hangi kelimeler ile dile getireceğimi düşünüyorum.

    ince memed'den sonra; dünyanın en güzel eserleri. az bile kalır bu sıfat. nasıl bir birikimdir bu?

    her yörenin, her şehrin, her bölgenin, her bucağın, her ilçenin, her köyün, her mahallenin, her insanın; kültürünü, dilini, geleneklerini nasılda bir sünger misali içinde barındırıyorsun koca yürekli Homeros.

    özelde rum'ların göç, mübadele, acılarını, sevinçlerini, yaralarını, ölümlerini, memleket özlemini ve trajedisini anlatırken; genelde ise her şeye değiniyor. savaş, ölüm-kalım mücadelesi, asker kaçaklığı, balık türleri, dengbejler, aşklar, Ortadoğu ananeleri, feqiye teyran, çingeneler, atlar, arılar... yazmakla bitmeyecek yahu. nasıl bir ilim ve bilimdir bu kova yürekli evdal.

    bir çırpıda okuyacaksınız, dört cildi.

    dört destan, dört efsane...

    insanları ikiye ayırıyorum: yaşar kemal okuyanlar ve yaşar kemal okumayanlar...

    fazla detaya girmeyeceğim bu başlıkta, serinin kitaplarını açtıkça naçizane değineceğim içeriğe.

     
  2. al gözüm seyreyle salih

    Yaşar Kemal'in alışılmışın dışındaki bir eseridir. olay Karadeniz'in bir kıyı şehrinde geçiyor. genelde Çukurova'yı esas alan eserlerine alışık olduğumuz için bu biraz şaşırtıcı gelebilir. okurken biraz sıkıla bilirsiniz. çünkü küçük bir çocuğun gözünden; 80'leri,yaşadığı yeri, deniz, gökyüzünü, kişileri, oyuncakları, arkadaşlarını çok detaylı ve uzun tasvirlerle bulacaksınız.

    evet, yaşar kemal'le özdeşleşen uzun betimlemeler, hayal dünyanızı zorluyor.

    Salih'in her şeyi derin bir şekilde izlemesiyle, kitabın ismi uyumlu. babaannesi ile ilgili düşündükleri güldürecektir sizi.

    bir de Salih'in martısı var. kitabın çoğu sayfası bu konuyu ele alıyor. kanadı kırılan martının yaşayamayacağı tezini büyük bir mücadele ile kırmak ister.

    ayrıca dönemin siyasi, sosyal, ekonomik yapısına da değiniyor.

     
  3. Bin muhteşem güneş

    ortadoğunun bütün kadınlarına ithaf olsun diye başlasaydı keşke...

    halid hüseyin'in muhteşem bir güneşe benzeyen romanı. kadın olmanın başlı başına suç olduğu, kendini kabul ettirmek için dini kullananların yanında, kadın üzerinden bir hakimiyet kurması da cabası olan, korkunç bir sistemin uşaklarını tüm çıplaklığı ile sunan eser.

    nereden baksak, nereden tutsak elinizde kalacak gerçekler.

    insanlık kavramından bihaber kişiler tarafından belirlenen kaderler.

    çok da konuşmanın bir manası yok diye düşünüyorum. okumak lazım.

    meryem, leyla, tarık...

     
  4. ve dağlar yankılandı

    halid hüseyin'in son eseri.

    ortadoğu gerçeklerinin dışında, hekimlik mesleğinin hakkını sonuna kadar veren bir 'insan'ın hayatından kesitler de veriyor. diğer kitapların biraz daha farklı olan bir kurgu var.

    yine de her kitaptan alacağımız bir şeyler olduğunu düşünüyorum. ortadoğu, avrupa coğrafyasında geçen hayatlar ya da sürüklenen hayatlar.

    evlatlık verilen bir çocuğu; kardeşini, biriktirdiği para ile 'geri alabilir miyiz?' diye bir sorunun varlığı beni en etkileyen kısımdı.

    ayrıca hekimin annesi ve yüzü bir kaza sonucu farklı hale gelen kadının kendiyle barışıklığı, gücü, meydan okuması etkileyicidir.

    hüzün, dram, çaresizlik.

    'sonun hayra vardı oğlum!'

     
  5. uçurtma avcısı

    ortadoğu trajedisini, birçok dram barındırarak aktaran bir halid hüseyin romanı.

    kendisi de Afganistanlı olduğu için bir tanık ve kaynaktır BU ANLAMDA.

    çok fazla hüzün var eserde. bir süre sonra kanıksanan bir duruma dönüşüyor bu olaylar. babalık olgusu temelinde gelişen; ihanet, savaş, iç savaş, sömürgecilik, can yakma, sübyancılık, PEDOFOLİ, Afganistan'daki değişen rejim değişikliğinin seyri, dostluk, efendilik, köle... hiç ihanet etmeyen, sevgisinden vazgeçmeyen bir çocuk VE sonrasında bir adam.

    bana göre kitabın kahramanı hasan'dır. tiksindiğim karakter ise assef...

    erken bir dönemde ( yaş olarak ) okunması gereken bir kitap.

    'senin için bin tane de olsa yakalarım. -hüzün