Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

33.Emre.33

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

419 entry 11 konu hiç puanı yok
11.03.2024 21:52 son işlem tarihi takip etme takip et

misafirliğe gidilen evde ayağa uygun terlik bulunamaması

gittiğim evin hijyen durumu benim kişisel hijyenimden iyi bile olsa verilen bir terliği giymek istemem, verilmese daha iyi diye düşünürüm. nasıl ki başkasının ayakkabısını giymiyorsam, terliğini de giymek istemem. onlardan bana, benden onlara zararlı bakteri, virüs, mantar transferi olasılığını ortadan kaldırmak gerek.

bu açıdan bakınca bazı batı kültürlerinde olan eve ayakkabı ile girme fikri o kadar da kötü görünmüyor aslında. ama tabi o insanların gün boyu gezdikleri sokaklar, caddeler temiz değil, terrrrrrrtemiz. öyle sokaklarda gezen kişinin ayağının altı da, eh, o kadar da pis olmayacaktır. bizdeki gibi şehrin göbeğinde bile tozun toprağın içinde sokaklarda gezseler ayakkabı çıkarmadan eve girme kültürü olur muydu, emin değilim.

08.03.2024 09:49
  1. İnanç insanı ayakta tutan en büyük kuvvet

    lol

    bilim inanca dahil falan değildir. tarih boyunca inançlar, yani inançları temsil edenler genellikle bilimin, bilimi temsil edenlerin kafasını kesmiştir, diri diri derisini yüzmüştür, şehir meydanında ibret-i alem için cayır cayır yakmıştır, zehir içmeye zorlamıştır. ha mecbur kalınca o bilimi bir güzel kullanmışlardır, o ayrı, lol.

     
  2. İnanç insanı ayakta tutan en büyük kuvvet

    bir insan kendisini ayakta tutan şeyin inanç olduğunu düşünebilir, bu durum bence placebo'dur.

    insanlığı ayakta tutan şey ise bilimdir.

     
  3. Bir kayığım olsa.

    yatsıyı kılmak için seccadenin olmayışını beni şaşırttı, lol

    açıldığımız su kütlesi göl ise belki abdest alıp namazı eda etmek mümkün olurdu lakin bu bir deniz ise tuzlu su ile abdest alınamaz sanırım. gerçi kayıkta iken pusula falan yoksa kıbleyi de bilemezdik bence, sakat işler. en iyisi yatsıdan sonra açılmak.

     
  4. pringles

    aslında pek de cips değildi. tonlarca patatesi hamur kıvamına getirip o hamurdan yüzbinlerce hiperbolik pringles elde edip pişiriyorlardı ve o ikonik kutusunda, yerden tasarruf da ederek satıyorlardı. gerçi geçmiş zaman kipiyle cümleler kursam da hala türkiye'de bunu satan yerler var.

     
  5. büyük şahsiyetler neden buralarda yaşamış

    üstteki entry'i okurken birden kendi sesim yok oldu, davudi sesle okuyan biri okumaya başladı. şırıl şırıl akan dere, yavaş çekimde açan gül, çiçek özüyle beslenen sinek kuşu, çölde yavaşça yürüyen bedevi ve devesi gibi bir arka plan gözümün önünde canlandı resmen, lol

    başlığa gelince, başlık sahibi yine izlediği, okuduğu bir haberi, hiçbir anlaşılır detay olmadan sözlükle paylaşmış olabilir, böyle başlık açmaktan zevk alıyor gibi, lol