Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Orta Çağ Arap ve Fars kitaplarında yaratılmış, tüm varlıkların ruhunu temsil eden bir hayaldir.
Kuzey Avrupa masallarından Binbir Gece masallarına kadar çok sayıda dilde anlatılagelmiştir. Gerdanlık biçimindeki boynu beyaz tüylerle çevrili olduğu için Arapçada gerdanlık anlamına gelen "anka" sözcüğü ile Farsçada otuz renkli ve otuz kuş büyüklüğünde anlamındaki "Simurg" sözcüklerinden türetilmiştir. Simurg ve anka halk dilinde Zümrüdüanka biçimini almıştır.
Ferîduddîn-i At târ'ın Mantıku't-tayr'ın da '' Allah''ı ya da 'insân-i kâmil'i simgeler ve kuşların hükümdarı olarak tanıtılır.
Olgunluk vadisinin yolcuları olan sâlikleri simgeleyen kuşlar, bilge Hüdhüd öncülüğünde gerçeklik Kâf 'ında bulunan hükümdarlarına erişmek için yedi vadiyi aşarlar. bu vadiler zorluk mertebeleridir hayattaki. Sonuçta bu zorlu seferde sadece otuz kuş tehlikeli vadileri aşarak yolculuğu tamamlayıp Kâf'a, anka kuşu'nun başka bir deyişle Sîmorğ'un makamına erişir. Gerçekte bir tür tasavvufî kahramanlık anlatısı olan bu mesnevide; sâlikin çıktığı zorlu yolculukta karşılaşacağı dünyevi tehlikeler ve sıkıntılar dile getirilmeye çalışılır. nefs terbiye edilir, insan-ı kamil mertebesine erişilir.
başlığı görünce aklıma gelen dize..
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |