Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Bir süredir ileri sürülen görüşlerden biri de Hz. Nuh'un inşa ettiği geminin yuvarlak olduğu şeklinde.
Yaklaşık 3700 yıllık oldukları hesaplanan kil tablet çevirilerine göre
hayvanlar gemiye çiftler halinde bindirilmiş ve her birinin ayrı bir bölmesi bulunuyormuş.
geminin 70 metre çapında bir daire şeklinde üretildiği ileri sürülmüş.
tabletler geminin yapımına ilişkin bir el kitabını andırıyormuş.
gemi iki katlı olarak inşa edilmiş.
üzeri bir bezle örtülmüş.
yapının üzerinde bir de çatısı varmış.
yapımında saz demetlerinden ve katrandan faydalanılmış.
geminin sadece su yüzeyinde durabilmesi hedeflenmiş.
Bu tezi ileri süren kişi Irving Finkel
Bol vakti, imkanı ve macera arayışı olan insanların yeteri kadar saz, ip, katran vs. temin edip 70 metre çapında dairesel ve iki katlı bir sal yapmalarını ve bunu üzerine yeteri kadar yük bindirerek atıyorum Akdeniz'e doğru itelemelerini beklemekten başka seçeneğimiz yok gibi.
Babilli rahip Berasus babil tarihini yazmaya koyulmuş ve bunu yaparken eski keldani rivayetlerine dayanmış.
anlatılara göre nuh'un gemisi Cûdi dağına gelip yanaşarak durmuş.
Aristo'nun öğrencilerinden Abydenus da bu bilgiyi doğrulamış.
Yahudi flavius josephus isimli tarihçi de oyunu Ağrı Dağı'ndan yana kullanmış.
abydenus, ayrıca o dönemde ırak'da gemi parçalarının ( Ya da gemiye ait olduğu iddia edilen parçaların sulara karıştırılarak hastalara şifa olarak içirildiği bilgisini de not düşmüş. )
Buraya kadar tamam ama bu Cudi dağının nerede olduğu konusu tartışmalıymış.
Hıristiyan kaynakları bunun Ağrı dağı olduğunu belirtiyor.
Agiri dağı: ateşli dağ. Masis: Sasani farsçası en büyük ( mesis ) Ararat: yahudi ifadesiyle urartuların ( arratların ) dağı.
Dünya'nın pek çok yerinde tufan mitleri var.
Ancak kuvvetli teorilerden biri gemiden inen insanların Irak - Musul'u kurdukları.
aslında rivayetlerin coğrafi sinırları çizilebilir seviyede ancak bahsi geçen dağ acaba hangi dağ ?
Birinci iddia Ağrı dağı, ikincisi bizim günümüzde cudi olarak bildiğimiz dağ, bir dağ daha doğrusu dağ sırası daha varmış, o bölgeye de cudi ismi veriliyormuş. Kuzey güney doğrultulu dağ sırası denmiş ama tam olarak neresi kastedilmiş anlayamadım.
su sıkıntısı çekilmemiştir muhtemelen.
onun haricindeki konular gerçekten de tuhaf ve açıklanamaz gibi duruyor.
Bu durumu mantıklı hale getirebilecek teoriler geliştirilmiştir herhalde.
tufanın bölgesel bir tufan olduğu,
tüm canlıların yeryüzünden silinmeyip sadece belli bir coğrafyadaki insanların afetle yok olduğu,
gemiye alınan canlıların insanlar için faydalı olabilecek civardaki canlı çiftleri olabileceği ... ( çiftlik hayvanları )
Bütün canlı türlerinden çiftleri gemiye doldurmak akıl alır gibi değil, evcil hayvanları kolayca çoğaltılabilmeleri amacıyla yanlarına almıştırlar.
tufan ile ilgili ayetler olarak taradım:
gerçekten de bu konu üzerinde uzun uzadıya durulmuş ve çok fazla sayıda ayet var.
eğer gözümden kaçmadıysa;
Bütün dünya sular altında kaldı denmiyor,
bütün canlılar helak oldu, boğuldu da denmiyor, ( Zaten böyle bir şey neden olsun, hiç mantıklı değil )
"her birinden" ifadesi var ama "tüm canlı türleri gemiye dolduruldu" ifadesi doğrudan belirtilmiyor,
ısrarla doğrudan belirtilen ifade Hz. Nuh ve nasihatlerini dinlemeyen kavmi...
Bence olayı tamamen yanlış yorumluyoruz.
O değil de kesin olarak bildiğim gerçek şu:
Bütün bu anlatıların geçtiği sınırları belli coğrafya şu ya da bu nedenle çatışma, savaş, terör , şiddet kıskacı altında alev alev yakılıyor. Hangi tarihi öneme sahip antik ya da yaşayan şehri merak etsem ne idüğü belirsiz bir çatışmanın tam ortasında. Bu da tabi ki tesadüf olarak değerlendirilemez.
yok ben occam'ın usturasına güveniyorum.
bütün dünya su altında kalmadı,
sular tuzlu değildi çünkü günler boyunca gökyüzünden yağmurlar yağdı.
taşkın bölgeseldi.
kimse bütün hayvanları yakalayıp gemiye doldurmaya uğraşmadı.
yukarıdaki video yayıncısını bağlar, o da fikrini belirtmiş.
bölgede tek yaratıcı inancı yaygınmış.
Ama ona ortaklar koşmaya başlamışlar. ( Bakınız PK filmi detayları )
başka güçleri devreye sokmuşlar.
bu da bir ruhban zümrenin doğmasına neden olmuş.
gam kasavet çökmüş boydan aşmış
akıl mantık toplumu terk etmiş, kuralsızlık almış yürümüş.
bence buraya odaklanmak lazım. ama merak işte araştırmadan da duramıyoruz.
dün gece tabi ki yine uykum kaçtı ve hamza yardımcıoğlu'nu izliyorum.
kendi güçlü iddiasını yineliyor.
diyor ki:
Diyarbakır, Dicle kenarındaki Kırklar Dağı'nın içine bakın.
orası aslında bir dağ değildir.
çevresinden hafifçe yüksek, tümülüsü andıran bir tepedir.
İçinde kale benzeri duvarları olan tarihi bir yapı vardır.
İsmi kırklardır ve kendisi kutsal bir bölgedir.
insanlar oraya ziyaret muamelesi yapar, orada ibadet eder, orayı kutsal bir yer olarak görür.
Orada yer altına açılan bir yapının kapısı da bulunmaktadır ve bu kapıdan girilen tünel bir zaman sonra bir duvarla örülmüştür.
İddiası şu şekilde:
araştırılsın, nuh'un gemisi ondan inildikten sonra korumaya alındı. Üzerine bir yapı inşa edildi ve zararlı etkilerden korumak için saklandı. orası zamanla kutsal bir yer haline geldi. Tarih boyunca da yavaş yavaş üzeri toprakla örtüldü.
Cudi demek etrafından yüksek anlamına gelen arapça bir ifadedir ve sonradan cudi dağı ismi verilen bölgeyle bir ilgisi bulunmayabilir.
aranacak nokta ise tevrat metinlerine göre ararat ( urartu ) hakimiyetinin olduğu bölgedir.
dünyanın pek çok farklı kültüründe ve coğrafyasında tufan miti yazılı kaynaklarda, mitlerde yaşatılmış dedi, Hamza Yardımcıoğlu.
tufandan bahsetti ve sonra geminin yeri zamanla unutulmuş, dedi.
böyle bir işlevi olan geminin yeri nasıl unutulabilir ?
daha doğrusu karaya oturduğu yer.
bu bana hiç mantıklı gelmedi.
bazı yerler, bazı noktalar, bazı kavramlar önemlidir, özenle kutsal kabul edilen yerlerde saklanır.
nesilden nesile aktarılır.
nasıl olmuş da mağara duvarlarına boğa , antilop, aslan çizen insanlık
geminin bulunduğu yeri belirtmek için bir gemi resmi yapmamış.
dağlara taşlara gemi simgesi oymamış.
Hz. Nuh'un muhtemelen albino olduğunu bile biliyoruz da geminin tam olarak nerede muhafaza edildiğini nasıl oluyor da bilmiyoruz ?
adamlar yeni bir ülke kurdular diye rushmore dağını olduğu gibi anıta çevirmişler mesela.
hiçbir yerde en azından karasal bir yerde gemi işareti yok.
tek bildiğim azerbaycan'daki gobustan.
acaba gemi figürleri bulunan başka mabedler, mağaralar vs. var mı ?
bu konuda cudi olarak adlandırılan bizim güneydoğu anadolu bölgemiz açık ara önde gidiyormuş.
ben bilmem, arkeologların yalancısıyım.
yemen'de bile cudi ismi verilen bir bölge varmış ve geminin oraya oturduğu ileri sürülüyormuş.
Ağrı dağı var bir de kafkaslarda Hazar denizine yakın sanırım lezgi ya da albanların yaşadığı yerde de böyle bir dağ varmış.
vallahi bütün bu uyduranlar yüzünden gerçeğe ulaşmak da zorlaşıyor.
bazı gerçekleri hem muhafaza edip hem de doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarmak da ciddi mesele.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |