Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Turkiye' nin bodrum yakinlarinda dünyaya geldiği bilinen,yunanlı tarihçi ve yazardir. Bizdeki evliya çelebi misali dünyanın farklı bir çok yerini görüp kaleme aldığı " herodot tarihi" adlı eserinde sadece gezip gordugu yerleri anlatmakla kalmamış, eserin ana temeli olan Pers ve Yunan Savaslarini konu almıştır. (yanilmiyorsam daha sonra bu eser tekrar duzenlenip birkaç bölüme ayrılıyordu)
Heredot, " tarihin babası" olarak bilinir fakat tarihi farklı bir üslupla anlattığı için (lisedeki tarih hocamın deyişiyle) " yalanların babası" olarak da tanınan zat-ı muhteremdir.
herodotos olarak da biliniyor.
geçmişte yaşayan insanları şu milletten ya da bu milletten diye sınıflandırmak bazı açılardan doğru olmayabiliyormuş.
şöyle ki:
herodotos, santos, efesos, latmos, sokrates, piros
gibi sonu os, es, is şeklinde biten isimlerin hepsinin Anadolu kökenli olduğu belirlenmiş.
buluntular, yazılı kaynaklar, damgalar, komşu medeniyet kayıtları, yer isimleri gibi kaynakların birbirini doğrulamasıyla
Anadolu'da luviler adı verilen bir medeniyet olduğu, hiyeroglif şeklinde kendilerine ait bir resim yazıları bulunduğu, bunların büyük ve merkezi bir devletten ziyade küçük küçük site devletleri şeklinde varlıklarını sürdürdükleri, bir dönem kendilerine Arzawa adı verildiği, bu medeniyetin Batı anadolu'da varlığını sürdürdüğü
farklı dönemlerde kendilerine farklı isimler verilebildiği belirtilmiş.
luviler, arzawa, likya, karya vs. gibi çeşitli isimleri olan uygarlıklar aslında bir bütünün parçaları gibi düşünülebilirmiş.
Yunan ve bölgedeki diğer uygarlıkları bu medeniyetin uzantısı olarak mı, etkileşen başka bir medeniyet olarak mı, iç içe geçmiş medeniyetler olarak mı, sonradan kurulmuş medeniyetler olarak mı değerlendirmişler nasıl değerlendirmişler o kadarını net olarak bilmiyorum.
ege adalarının bazılarının kıyılarının altında batık yerleşim yeri kalıntıları bulunduğu;
Anadolu medeniyetlerinin bazılarının yürüye yürüye ege üzerinden avrupa'ya doğru göç edebildiği,
coğrafyanın şimdiki gibi olmadığı
belirtilmiş.
Çok gerilere giderek hikayeye başlıyorlar.
yakın zamana kadar en eski buluntu olduğu belirtilen Çatalhöyük'ten giriş yapıyorlar.
Halbuki Harran'daki buluntular hikayenin aydınlatılabilmiş kısmını birkaç bin yıl daha geriye çekti.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |