Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Zülfü Livaneli'nin "Huzursuzluk" kitabında bu kelimeden şöyle bahsedilmiştir.
Kitapta bilge bir kişi :
Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir.
Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani.
Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.
Bütün Ortadoğu'nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Hırsın, ihtirasın neler yaptırdığı boyutu ve sonuçları...
arkadaşın tekine göndereceğim kitap(tı) başlığı görünce okuduğu kanısına vardığım.
ve marullar..
keşke gerçekten böyle bir inanca sahip olsa herkes uzaklaştırmak istediklerimize marul göstersek.
tanım: güzel bir kurgu ile hazırlanmış kitabın en can alıcı bölümlerinden bir konuşmanın geçtiği ölüm biçimi...
bugünlerimize şükretmemizi sağlayacaktır, sonu ağlamalı.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |