Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

questyoung

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

37 entry 3 konu hiç puanı yok
22.09.2017 00:45 son işlem tarihi takip etme takip et

Vaka-i Vakvakiye

17 yy'da istanbulda yaşanan bir ayaklanmadır.

bu olayı anlamak için olayın 16 yıl öncesinden anlatmaya başlamak istiyorum. efendim

1640 yılında 4. murat'ın ani vefatı üzerine 1. ibrahim 24 yaşında padişah oldu. şehzadeliğinde cellat korkusundan evham olduğu için "deli" olarakta bilinirdi. 1645 yılında girit seferine çıkıldı. ancak sefer masrafları hazineyi olumsuz etkiledi. ayrıca sultan ibrahim çok savurgandı, kadına ve lükse düşkündü. ek vergiler halkta ve yeniçeri ağalarında hoşnutsuzluk meydaha getirdi. hatta sivas valisi ayaklandı. 6 ağustos 1648'de yenicerinin ayaklanacağını anlayan vezir-i azam damat ahmet paşa topkapı sarayında bir ziyafet verdi. damat ahmet paşa'nın amacı yeniçeri ağalarını bertaraf etmekti. başına gelecekleri anlayan yeniçeri agaları sıvıştılar ve yeniçeri ocağını o gece ayaklandırdılar. fatih camii bahçesinde toplanan silahlı askerler sofu mehmet paşa'yı getirip vezir-i azam ilan ettiler ve saraya onaylattılar. saklanan damat ahmet paşa akşam saatlerinde yakalandı ve konağı yağmalandı. kendisi sofu mehmet paşa huzurunda -ne kadar yalvarsa da- meşhur cellat kara ali'ye boğduruldu.(7 ağustos 1648) cesedi bir beygire bağlanıp sultanahmet meydanındaki çınar agacının dibine atıldı. cesedi yeniceriler tarafından parça parça edildi. tarihçiler vezir-i azamı hezarpare(binparça) Ahmet paşa olarak isimlendirdiler. çok şişman olan ahmet paşanın parçaları kendini bilmez yeniçeriler tarafından "insan yağı mafsal ağrılarına çok iyi gelmektedir" diyerekten zorla halka satıldığı rivayet edilir. intikam alır korkusuyla sultan ibrahim tahttan indirildi ve 18 ağustos 1648 de cellat kara ali'ye padişah da boğduruldu.

oğlu 4. mehmet padişah oldu. 1856 yılında girit savaşının hala devam ediyor olması sebebiyle ekonomi iyice bozulmuştu. yeniçerinin maaşı bakır oranı yüksek akçeyle ödendi. alışveriş yapmak isteyen asker ve esnaf arasında problemler çıktı. maaşlarını alamayan sipahiler, düşük değerli para alan yeniçeriler ve bir kısım halk ayaklandı. durumun vehametini anlayan padişah ayaklanmacılarla görüşmek zorunda kaldı. ayaklananların istediği otuz kadar yönetici öldürülüp cenazeleri verildi. Cesetleri alan ayaklanmacılar hemen oracıyta vücutlarını parçaladılar ve başlarını o meşhur çınara astılar.(8 mart 1856) bu olaya çınar vakası veya vaka-i vakvakiye denir.(vakvak hint mitolojisinde meyvesi insan başı olan ağaçtır.)

Ayaklanma sonrası büyük sükse yapan elebaşılarının 2 ay sonra bir toplantı tertiplenerek boynueğri mehmet paşa tarafından defterleri dürülmüştür.(8 mayıs 1856)

aradan 180 yıl daha geçti. 1826 yılında yeniçeri ocağı 2. mahmut'a karşı gene ayaklanmıştı. bu kez padişah'ın asakir-i mansure-i muhammediye isimli yeni ve modern bir ordusu vardı. Ulema ve halk yeniçeriden bıkmıştı. ayaklanan yeniçeri topa tutuldu. yakalanan her yeniçeri öldürüldü. cesetleri gene bu çınarın altına toplandı.7 yeniçeri ağası dallarına asıldı. bu olaya tarihçiler vaka-i hayriye(hayırlı olay) dediler.

bu çınar cumhuriyet dönemine kadar yaşadı. Sultanahmet camii ve ayasofya arasındaki park düzenlemesi sırasında her nedense kaldırıldı.

Tarihteki yolculuğumuz bugünlük bu kadar efendim. Sabah da olmuş zaten. saygılar...

19.06.2017 05:57
  1. yüz sene önce dünyanın bir numaralı ülkesiydik

    Yanlışlıkla söylenmiş sayıdır. ikiyüz'dür o. hatta üçyüz.

     
  2. camide namaz sırasında dışından sure okuyan insan

    işitsel zeka türüne sahip insandır. sureleri içinden ezbere okuyamazlar. illaki sesli okumaları gerekir. bu insanlar öğrenciliklerinde devamsızlık yapmazlar, yaparlarsa okuyarak öğrenmekte zorlanırlar. ders çalışırken müzikte dinleyebilirler. kalabalık bir arkadaş ortamında bir kaç grubun sohbetini aynı anda takip edip cevap yetiştirebilirler. konuşmalı iletişimi severler, mesajlaşmalı iletişimleri sevmezler. işitsel zeka bayanlar arasında daha yaygındır.

     
  3. Kibritçi kız

    kibritçi kız, andersen masallarının en acıklı masalıdır. ilk okuduğumda gözyaşlarına boğulmuş, boğazıma acı düğümlenmişti. çünkü rahmetli dedem yeni ölmüştü, 1. sınıftım, yeni okumaya başlamıştım ve bu kitap ilk kitaplarımdan birisiydi. masal kitabının kapağı hala gözümün önündedir. masalı her okuduğumda gözyaşlarımı tutamam ve boğazım düğümlenir.

     
  4. tommiks

    İtalyan Sartoris, guzzan, sinchetto (s.g.s) isimli çizerlerin baş harflerinden oluşan "essegesse" çizim stüdyolarında can bulmuş, 1956 da yurdumuza giriş yapmış ve 90lara kadar da piyasaya hakim olmuş çizgi roman karakterinden birisidir.

    Piyasaya o kadar hakimdir ki her sayısı yüz binler satmıştır. O yıllarda insanlar çizgi roman kavramı yerine; "teksas-tommiks" kullanırdı. (Margarin yerine sana, bisiklet yerine velesbit, kağıt mendil yerine selpak gibi.)

    Tommiks tek başına düşünülemez. İlla ki Teksas-tommiks birlikte kullanılmalıdır. Aynı çizerlerin ayrı kitaplardır.

    Kitaplar ucuzdur ama 70 cente muhtaç olduğumuz yıllardır. o yıllarda bulabildiğimiz her lirayı kitaba yatırırdık. annelerden eğer akıllanmazsa babalardan çok kötek yemiştir o nesiller. ilimizdeki gazete bayisi kitabı satmak yerine yanılmıyorsam 25 kuruşa kiralardı. Elimizde teksas veya tommiks artı 25 kuruş. Aldığımız yeni kitabı hemen yan taraftaki kültür parkta bir solukta okur bir 25 kuruş daha verir kitabı değiştirirdik. Atatürk Koçatepe'de resimli 2,5 tl ile 10 kitabı bir kaç saatte okumuştur bu gözler haftasonları.

    Bir de her nedense öğretmenlerde düşmandır teksas-tommikslere. Belki de sadece bizim öğretmenimiz düşmandı. Benim teksas-tommikslere düşkünlüğümü bilirdi ve okulda okumam ve bulundurmam kesinlikle yasaktı. Küçük oldukları için ders kitaplarının arasında okumuşluğum çoktur. Bir kaç kez yakalanıp dayak yemişliğimde olmuştur.

    Ah keşke şimdiki nesillerde okusa 140 karakterlik bu devirde...

     
  5. 58 sezonluk futbol liginde 60 şampiyon olması

    Beşiktaş'a, 2002 yılında Tahkim kararıyla; 1956-57 ve 1957-58 sezonu şampiyonlukları tescil edilmesi sebebiyle ortaya çıkan durumdur.

    2002 de tüpçü Tahkim Kurulunda mıydı?