Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

mumludişipi

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

116 entry 12 konu hiç puanı yok
11.01.2017 15:23 son işlem tarihi takip etme takip et

kırık ekran

sosyolog bir yazarın yaşadığı durumdur.

bir anlık öfkeden öte bir durum.

hem sosyolojik, hem bireysel.

sosyolojik; büyük koltuklara oturduğunda kendini bir şey sanan yönet(emey)ici kılıklı bazı insanların, yapması gereken işleri yapmayıp personeline ait sosyal medya hesaplarını inceleyerek iş ortamı ve çalışma saatleri haricinde sohbet ettiklerine dair anılarını içeren fotoğrafı alarak bu durum için bir diğer yönet(emey)iciye talimat vererek "bu tür paylaşımlar yapmayın" uyarısında bulunmasıdır.

sosyoloji nerede derseniz, hani liyakat? özel hayatın gizliliği? etik?

kime ne kimle nerede ne içtiysem - ki demli bir çay, yanan sobanın yanında- , "iş" veya "mesai" dışı, ortam ilgisiz.

hadsizlik.

bireysel; daha fazla bir şey demeye gerek bulmuyorum.

hadsizlik, dedikodu, işsizlik, mobbing...

benim daha bu dünyayı kurtarmam lazım, çocuklar ölüyor bir yerlerde, ah yanarak can verdi canlarımız, bizim uğraştığımız işe bak.

bahsi geçen yöenet(emey)ici geçenlerde kul hakkı vs paylaşıyordu. aynen böyle devam. sizin gibiler o koca koltukları meşgul ettiği müddetçe öğrenci yurdu değil kocaman yurdumuz yanacak bu gidişle.

insaf.

gelelim telefona, maksat telefon değil elimde ne varsa (şahsıma ait defter,kalem,telefon) fırlattım sinirden. devletimin masasını sandalyesini meşgul eden bu şahıslar yüzünden hakim olamadım kendime.

önemli değil giden telefon olsun. benim sosyal medya hesabımı takip ettiği kadar sorumlu olduğu birimleri kontrol etse, hafta başından beri seferber edildiğimiz işler bu hale gelmeyecekti.

demek ki ben işten daha önemliyim, işimiz benim hesaplarımı kontrol edip nerede çay içtiğim. devetin işi nasılsa yürür, değil mi? söyleyecek yazacak çok şey var, çok.

01.12.2016 17:36
  1. bileğinizi buraya sürün

    kansorejen etkisinin olduğunu duymama rağmen bileğimi oraya sürmeme devam etme sebebidir.

    kansorejen etkisi olmayan bir şey kaldı mı ki diye de sordurur.

     
  2. 13 yaşındaki bir kızın dini nikahla evlendirilmesi

    nikahın "dini" ve "resmi" olarak ayrıldığı sürecte yapılan işlere dini,peygamberi, yaratıcıyı şahit tutarak uygunlaştırılması ile "evliliğin" kanunlar nezdinde değil insanların kafaları nezdinde yasallaştırılarak peş peşe söylenen "boş ol" kelimesiyle bitirileceği fikri ile bürokrasi engellerine takılmadan işten sıyrılabileceklerini zannedenlerin yaptığı geçersiz işlem.

    ne kadar zekisiniz değil mi?

    evliliğin gerçekleşmesi için hem dini açıdan hem kanunlar açısından kurallar vardır hatırlatalım.

    yetmedi mi benim tertemiz dinimi kirli düşüncelerle pisletmeye çalıştığınız?

     
  3. hamur işi

    tüketildiği takdirde kilo alımını arttıran yiyeceklere verilen "çatı" kavram.

    "ben hiç yemediğimde de alıyorum bu kiloyu nasılsa" diyerek abartmasak gerçekten kilo aldırmadığına şahit oluruz belki. ve belki iyi bir çocuk olursak şirinleri de görürüz. gülümseme.

     
  4. trt belgesel

    televizyon izlemekten hoşlanmayan ve televizyon kanallarında yayınlanan ( saçma sapan) programlara vakit harcamak istemeyen aynı zamanda kendisine bir ses bir arkadaş olarak televizyonu kullanan kişilerin (bendeniz gibi) tüm gün izleyebileceği sürekli belgesel yayınlanan kanal.

    çok çok sevip sosyal medyadan takibe aldığım belgeseller var.

    bir sürü para döküp belgesel kanalları alanlar vardır muhakkak zaten bu da kişisel tercih.

    tam şu an yayınlanan belgeselde ustalar sıfırdan araç yapıor. tam ilgi alanım. bir an her şeyi bırakıp sanayiye gitmeye karar verdim ama önce çamaşırları asmalıyım. gülümseme.

     
  5. göbek adı

    doğduğunuzda doğumunuza katılan ebe ve hemşirelerin size hitap etmek için koyduğu rivayet edilen veya doğduktan sonra isim seçme konusunda ihtilaflar yaşandığında ortaya atılan isimler olarak tanımlanır ( en azından benim şimdiye kadar duyduğum kadarıyla böyle).

    hala daha bana "göbek adı" takılıyor mesela. yeni tanıştığım insanlar beni hayatlarındaki birilerine benzettiklerini söylerler hep.

    müdür yardımcım ayşe derken yazışma işleri ile ilgilenen abla emine diyor. gülümseme.

    benim için sıkıntı yok, rahatınıza bakınız efenim gülümseme.