Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

mstft

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

28 entry 9 konu hiç puanı yok
05.01.2017 22:02 son işlem tarihi takip etme takip et

40 mhp'linin 3 akp'liyi linç etmesi

Mhplilerin sırf "40 yapar" söylemini bozmamak için birlikte gerçekleştirdikleri mantıksız eylemdir.

Eyleme katılanların %80 niye kavga ettiklerini bile bilmiyorlardır büyük ihtimal. İşte bu yüzden mantıksızdır.

16.10.2015 16:18
  1. sözlükte makale gibi sayfalarca yazmak

    yapanlarca (gerektiğinde ben de acımadan yaparım) konu uzun ben napayım diye savunulabilecek durumdur.

     
  2. Risale-i Nur Külliyatı

    Kendisi ile ilgili ithamlara kafi ve mukni cevaplar verilmiş kitaptır.

    Fakat gel gör papağan misal halen tekrar edilir.

    yok haşa Kur'an ile çelişiyormuş, yok şöyleymiş, yok böyleymiş.

    bir de bu ithamları yapanlar nurcuları araştırmayıp, anlamayıp, ezber ile hareket etmek ile

    ittiham ederler.

    Bediüzzaman'ın bana yazdırıldı demesinden mana ilham olmasıdır. Zira Hz. Mevlâna da yazdığı metinler için sık sık ?kalbime ihtar edildi?, ?bana yazdırıldı? diyor, Mesnevî ya da Mesnevî-i Manevî'yi kendi malı olarak değil, ?Kur?an?ın malı? olarak görüyordu.

    Bununla ilgili külliyatta da yeterince cevap var. Çünkü bu söylemler daha o zamandan başlamış ve bizzat o zaman müellifi tarafından cevaplandırılmıştır. Bunu yazanlar önce kendileri araştırsın sonra yazsın.

    Lütfen!!!

    Kıyamet vakti ile ilgili söyleme gelince de ayet ve hadis'ten ebced hesabı yaparak sonunda ise bu gaybdır, fakat hem ilgili ayetin hem alakalı hadis-i şeriflerin aynı tarihe parmak basması bir işaret olabilir. Yine de Allah'tan başka kimse bilemez (la ya'lemul gaybe illallah).

    Burada da bir alıntı yapayım istiyorum. Yoksa eksik olur, içimde kalır.

    Kuran?ı hakimde, "Lâ ya`lemül gaybe illallah" ayeti sırrınca ehl-i nübüvvet ve velayet, gaybı bildirilmezse bilemezler. Mutlak gaybı bilmek, ilm-i allâm ül guyûba mahsustur. Fakat, hadis-i şerifte sarihan "muhaddesûn" olarak tabir edilen ilhama mazhar ümmetlerin vucudu isbat ve tenvir edilmiş. Gavs?ı azam, ks. Şahı nakşibend ks. Gibi ehl-i hak ve ilhama mazhar zatlar, ilham?ı ilahi ile kendilerine bildirilen hakaikı görmüşler, ve izin verilen kısmını bize bildirmişler.

     
  3. Türkçe İbadet

    Türkçe ibadet diye tutturan güruhun az bir araştırma yaparak batıllığını çok rahat anlayabileceği, fakat bunu yapmak yerine yine de lafı ortaya atayım da olur ki benim gibi düşünenler çıkar dediği mantıksız söylemdir.

    Bu konuda ağır bir dil kullanıyor olabilirim ama yani yıl olmuş iki bin bilmem kaç evinde, iş yerinde hatta cebinde internetin var. Eğer samimi isen gir internete az biraz araştır. Makul ve makbul bir şeyler bulamazsan gel buraya yaz.

    Belli ki üşengeç arkadaşlar var ve sözlük/forum alanlarından çok uzaklaşamıyorlar.

    Ben onlar için 5 saniye süren bir araştırma yaptım. Ve buraya copy/paste yapıyorum.

    Türkçe ibadet neden batıldır?

    Birincisi: Allah?ın bir kelimesindeki haşmet ve müessiriyet, insanların bir kitabına bedeldir, bu yüzden zikir ve kulluk makamı olan ibadetlerde; Allah kelamını okumak daha gerekli ve kabule yakın bir makamdır.

    İkincisi: İnsanların ibadet esnasında okunan ayet ve hadislerin mealini öğrenmesi zor değildir. Kısacık dünya hayatı için yüzlerce binlerce şey öğrenen adam, ebedi hayatının lazımı olan ayet ve hadislerin mealini öğrenmemek mazeret değildir. Bizim tembelliğimiz ve keyfimiz için, ibadetin şekli değiştirilmez, manası bozulamaz. Zaten dua ve namaz gibi şeylerde okunan ayet ve hadisler ibadettir, yoksa vaaz ve talim makamı değildir. İbadetler, eğitilme ve ilim tahsil makamı değil, Allah ile kul arasında bir tazim ve hürmet makamdır.

    Üçüncüsü: Arap dilinin farkı; çok zengin ve cami bir dil olmasıdır. Aynı zamanda beliğ ve fasih bir dildir. Dünya dilleri içinde hiçbir dil; zenginlik ve beyan keskinliğinde Arapça'ya yaklaşamıyor, bunu dil bilimcileri kati delilleri ile ispat ediyorlar.

    Mesela; Türkçe'de yüz bin kelime varsa, Arapça'da milyonu geçiyor. Gramer açısından da Arapça çok zengin bir dildir. En önemli unsur da; Arapça'nın Kur'an?ın orijinal dili olmasıdır, Allah?ın tercihi olmasıdır. Günümüzdeki Türkçe'nin böyle eşsiz bir belagata sahip Kur?an?a karşılık gelmesi, elbette imkansızdır.

    Dördüncüsü: İbadet dili tıpkı tıp ve ilaç dili gibi evrensel bir dildir. Bir gayesi de Müslümanlar arasında ortak bir dil, ortak bir payda olmasıdır. Her millet ibadet dilini kendi diline uyarlarsa, Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik zedelenir.

    Mesela; ezan ve kamet dünyanın her yerinde aynıdır, değişmez. Malezyalı bir Müslüman İstanbul?a gelse ezan, kamet ve namaz gibi ibadetlerde aynı dili bulur ve zorlanmaz.

    Beşincisi: İbadet kutsal bir görevdir. İçeriği nasıl kutsal ise, sureti olan lafız yönü de kutsal olmak zorundadır. Kutsal bir içeriğe, dünyevi bir elbise giydirilmez. Kur?an?ın dili de içeriği de kutsaldır. Ama Arapça olsun, Türkçe olsun, Kur?an olmadıkça beşeri ve maddidir. Öyle ise ibadet içinde Arapça da olsa beşeri kelam olmaz ve olmamalıdır.

    Altıncısı: Ameller niyete göredir; lakin amelin şart ve kalıplarını insan değil, Allah belirler. İnsan, Allah tarafından belirlenen bu kalıplara uymak zorundadır. Şayet herkes niyet amelden önemli deyip, kafasına göre hareket ederse, ortada din diye bir şey kalmaz.

    Merak edenler için linki de vereyim: http://www.sorularlarisale.com/makale/19681/turkce_ibadet_neden_yasak.html