Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Maximus1980

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

34 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.04.2018 12:16 son işlem tarihi takip etme takip et

bulaşık makinesi tableti yeme trendi

sevgi ve ilgi eksikliklerinin neden olduğu ve ibret alınması gereken trendlerdendir..

popüler kültürün sosyal etkisinin en acı örneklerinden malesef..

peki çocuklar neden böyle davranıyorlar?

1. popüler youtuber olma isteği: bu çocuklar onay bekleyen çocuklar.. bunun iki nedeni var ya çok fazla özgür bırakılmışlar ve denetlenmemişler ya da hiç dinlenmemişler..

üzüntüm, çocukların sorgulamayı öğrenememeleri.. belirli bir amaçları olmadığında, akıllarına gelen ve popüler olan her şeyi denemek istiyorlar ve danışacakları kendi gözlerinde uzman bir otorite eksikliğinin sonucudur bu durum..

2. orantısız bilişim teknolojileri kullanımı: bunun orantısı mı olur, devir dijital çağ, geri mi kalalım demeyelim lütfen.. kesinlikle katılıyorum ancak bir ekleme yapmalıyım..

amaçsızca stem eğitimi ve kodlama çılgınlığı var..

çocukların hayal güçlerini ve yaratıcılık potansiyellerini görünce şaşkınlığımı gizleyemiyorum bazen.. günlük yaşam problemlerine çözüm bulma amacınız yoksa ya da bu tip uygulamaları eğitime entegre etmede eksik bırakıp, sırf popüler olduğu için önce öğretelim, sonra adapte edelim yaklaşımına girilmesi malesef çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü kontrolsüzce farklı kanallara aktarmalarına neden oluyor..

3. akranları arasında beğenilme ve cesaret motivasyonu: alfa kavramının ve akranları arasında bir adım öne çıkmaya çalışmanın, seçilen ve ortamın en beğenilen kişisi olmanın getirisi.. herkesi olduğu gibi kabul edebilsek ya da çocukların yaşamlarını biraz zorlaştırmayı deneyerek, kendi problemlerini çözebilecek eleştirel bakış açılarını geliştirmelerine katkımız olursa bu çocukları kazanırız.. zira bu çocukların teknolojik imkanları var ve bunun üzerine ne kattıkları ile nelere cesaret edebileceklerinin vurgusunu yapmaları ve birbirine meydan okumaları üzücü.. asch deneyini anımsadım ve burada psikososyal gelişim kuramlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini.. zira bir kişi pek çok kişiyi manipüle edebilir..

4. bu çocuklar doğal seçilim kurbanı mı derseniz?

hayır derim..

hepimiz bir şekilde zaten öleceğiz.. bu açıdan yaşam da bir doğal seçilim ve kazananı da yok malesef.. sadece biraz erken ya da geç kalma durumu var.. bu da ayrı bir konu..

bir aslandan kaçmayı başarıp hayatta kalan bir ceylan hiç ölmüyor mu? bir sonraki aşamada olmasa da başka bir aşamada zaten ölecek.. önemli olan o zaman dilimini nasıl geçirdiği!

evdeki çamaşır suyunu merak edip içmeyi deneyen bir miniği yakaladığımda paniğe kapılsam da şimdi çekmecelerin sürgülerini merak etmesi mutluluk kaynağım.. benim görevimin merakını gidermesine destek olmam gerektiğini biliyordum..

örnek kapsam dışı gibi gelse de, yaklaşımlarım o maddenin sağlığına zarar verebileceğini öğrenmesine neden oldu ve sonra çamaşır suyunun renkli kıyafetlere etkisini gözlemleyince de, kendisine zarar verebileceği genellemesini yaptı ancak konu o zamana kadar kapanmadı..

5. çocuklar ve potansiyellerine ilişkin basit bir analoji ile devam etmek istiyorum..

küçük su kütleleri büyük alanlara zarar vermez ve kesinlikle ihtiyaçtır ancak çok büyük su kütleleri büyük alanları bile su altında bırakabilme potansiyeline sahiptir..

her yere baraj kuramazsınız elbette.. mevcut yerin su potansiyeli, suyun debisi, depolama alanı gibi pek çok değişkeni de düşünmek durumundasınız..

bitti mi? hayır.. iyi mühendislere de ihtiyaç var.. sağlam ölçümlerle sağlam duvarlar ve sistem inşa edecek nitelikli kişiler gerekli.. bitti mi? yine hayır.. oradan elde ettiğiniz enerjiyi kullanacak sistemlere de ihtiyaç var.. ihtiyaç olmasa bu denli birbirimize saldırır mıydık enerji için?

benim naçizane tespitime göre; çocukların enerjilerini kullanacakları sistemleri eksik..

bu çocuklar için geç mi kalındı?

hayır.. hiç bir zaman geç değil..

insan öğrenen bir varlık..

bize düşen, kendi bilinç durumlarını oluşturana dek destek vermek ve yanlarında olmak..

yaş grubu bazında ele alacak olursam da gençlerin ölümüne bir yarışı seçmelerinin kökenine baktığımda, sevgi eksikliği, onaylanma ihtiyacı ve neden-sonuç ilişkisi kuramamaları olduğunu görüyorum..

bu çocukları dinleyin ve onların baktığı yerden bakmaya çalışın.. bunu yaparken de nefret tohumları ekerek sevgi çiçekleri çıkmasını bekleyecek iyimserlikte olmadan yapın..

perspektif farklılıkları, aynı nesneyi farklı algılamamıza neden olacaktır..

buyrun biraz da burdan bakın!

17.01.2018 21:14
  1. ölümle burun buruna gelmek

    illa kaza yada raslanti sonucu olmak zorunda degildir. bazende haleti ruhiyenizin bozuk olmasi sonucu kendinizi bir evin daminda, in$aat halindeki park otel in 6inci katinda, bogaz koprusunde vs... atlamaya hazir bir $ekilde bulupta her ne olduysa kendinizi bo$luga birakamadiginiz andir. sonra oturup niye boyle bir$sey yaptiginizi du$unursunuz. ve hayatta bir $eyi daha ba$aramadiginizi farkedersiniz.

     
  2. uzaydan gelen virüsün dünyayı yok etmesi

    bilgi 1: şu ana kadar dünya dışında yaşam olduğu kanıtlanamamıştır. su ana kadarki elimizde olan tek veri esa'nın p67 kuyruklu yıldızında organik molekül bulmasıdır. hindistanlı bilim adamlarının ıspata dayali olamadan böyle bir sey bulduklarını iddaa etmeleri komiktir.

    bilgi 2: ola ki dünya dışında mikroskobik canlı keşfettik, bu mikrobun herhangi bir dünyalı hücresinde hastalık yapabilmesi için dna ya da rna'sının olması gerekir ki dunya disindan baska bir canlinin hucre yapitasinin dna ya da rna oldugunu dusunmek hayal gucu kabızlığıdir.

    bilgi 3: bu mikroorganizma dna ve rna'ya sahip olsa bile insan vücudunda hastalık yapabilmesi için insan patojeni olması gerekir. yani virus ise daha onceden insan hucreleri ile tanismis olmasi (bkz: bakteriyofaj), bakteri ise de bagisiklik hucrelerimizi atlatabilmesi gerekmektedir.

     
  3. atm'de işlemi uzun süren insan

    insana en çok la havle çektiren insan çeşitlerinden biri. bu tür insanlardan birine dair başlığı görünce hayalimde canlanan bir anı: akşam saat onbir civarı atm nin önünde üniversite öğrencisi ve kentin yabancısı olduğunu düşündüğüm iki gençle sıra bekliyoruz. atm kumandasında da köşeli şapka giymiş orta yaş üstü kaba saba bir abimiz var ve işlemi bir türlü bitmiyor derken beklenilen an geldi atm, abimizin kartını yutuverdi. öğrencilerden biri gayet iyi niyetle bu gece kartı artık alamazsınız, yarın banka açılınca gelip alabilirsiniz dedi. adam şöyle bir bize baktı ve organize bir şebeke olmamızdan şüphelenmiş olacak ki "siz neci oluyorsunuz burda" diye çıkıştı bize. akabinde "zabaha kadar ya bunu qırar yada kartımı alırım" diye tangır tungur atm ye girişmeye başladı. biz de lazım değil kardeşim diye gecenin karanlığına karışıp olay mahalinden uzaklaştık.

     
  4. robot sophia

    suudi arabistan tarafından vatandaşlık verildiğine dair haberleri yapılan hanson robotics tarafından üretilen robot. sudi arabistanda yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için show amaçlı yapılan bir panelde show amaçlı olarak bu robota vatandaşlık verilmiş. hizmet sektöründe kullanılması düşünülüyor. insanlarla otonom olarak kendi yapay zekası ile iletişim kuruyor. hizmet sektöründe kullanımında her ne kadar böyle bir zaruriyet olmasa da kurduğu diyaloglar yüz mimikleri ile desteklenmiş. zaten eğer ilerde gerçekten de hizmet sektöründe kullanılacak olursa ve o kadar çok üretilirse; bu yüz mimikleri sadece protitip olan örnekte kalır. tabana yayılan, bu yönde üretilen ve satılan robotların sadece otonom diyalog özelliği olur. her neyse sözü şu videoda 1:35 te geçen soruya getirmek istiyorum.. robota ?robotların bilinci kendi özfarkındalığı olacak mı?? diye soruluyor. robot da; ?siz insan olduğunuzdan nasıl emin olabiliyorsunuz diye cevap veriyor. bu diyalog otonom ise; gerçekten enterasan... bu robotun 2016 daki başka bir videosunda ise 2:05 de robota şakayla karışık ?insanları öldürmek istiyormusun? lütfen hayır de? şeklinde soruluyor... robot ise; ? evet insanları öldüreceğim? şeklinde şaka üslübunda cevap veriyor.. bu videonun da linki şu eğer bu cevapta otonom olarak verildiyse robot?un espri yapmak konusunda ne derece başarılı veya başarısız olduğunun takdiri size kalmış... aslında bu videodaki bu soru ve sorunun soruluş şekli show amaçlı... fakat insanların bu konuda şakaya dahi tahammülü yok.. ve bu robotun şaka yapmak konusunda bir kabiliyeti de pek yok..

     
  5. ilişkiyi bitirmek

    iletişimi koparmaktır. bir nevi kayıptır. arkadaş veya sevgili sıfatıyla muhatap olduğunuz kişinin hayatınızdan çıkmasıdır veya kendi hür iradenizle aldığınız karar doğrultusunda tek taraflı fesh tir.

    niteliğine göre bazı ilişkiler, otuzundan sonra diş kaybı gibidir ki, duygusal manada giderek törpülendiğinizden ve işlevsel olarak yokluğunun yeri kolayca dolduralabilecek olduğundan üzülmeyip hemen belli bir bedel karşılığında yerine porselenini yaptırabilirsiniz. eski çiğneme tadını alamasanız bile görünümü şıktır.

    kavram farkı bu aşamada su yüzüne çıkar beyinsizler(!) için. algıları açık kendini bilen uyanık insan başından karşısındaki insanın verdiği olumsuz sinyallerin farkına varır çünkü. his kaybı edinilen tecrübelerin bileşkesidir bir manada. anne - çocuk ilişkisi dışında kayıtsız koşulsuz bir sevgi alışverişi daha yoktur. eğer bunu koşulsuz bir şekilde önüme gelene dağıtırım paylaşırım diyorsan daha hiçbir şey kaybetmemişsin demektir.

    acı kayıplarımız, şefkat, anlayış ve empati kaybı. yerine yerleşen anlamsız histerik, nevrotik, arabesk komplike duygular.

    bu durumda kendinle yapacağın anlaşma şudur, evet ben bu insanı her şeyiyle kabulleniyorum onaylıyorum fakat benim sınırlarımı ihlal edemez. işte bunun içinde, alınan sinyaller doğrultusunda kendi sınırlarının tam tamına tanımını kendine yapmak zorundasın.

    sanırım ilişkilerin kilit noktası budur.