Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

lll. Minder Han

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

148 entry 6 konu hiç puanı yok
20.04.2018 08:38 son işlem tarihi takip etme takip et

kafası masallarla ambale olmuş mü'min zavallılığı

ne kadar yerinde tespitler yaptığımın göstergesi olan yazıdır.

her satırını okumakla birlikte yanıtlama gafletinde bulamadığım durum.

çünkü;

hala hakaret...

hala edepsizlik...

o leş kokan ağzını kapatır mısın ortalık çok pis koktu.

sizlerle tartışmak üslubuma, mantığıma ve ahlakıma ters.

o yüzden;

(Bkz: kafası masallarla ambale olmuş mü'min zavallılığı)
16.04.2018 16:48
  1. 12.04.2018 sözlüğün adeta türkü bar olması

    hatır ve gönül işlerinin karıştırılmaması gerektiğini düşündüğümden tamamen desteklediğim öneridir.

    yorum yapmadan evvel diğer sözlüklere gitmenizi ve ordaki başlıkları görmenizi öneriyorum.

    tamam değer verdiğiniz, sevdiğiniz ve hatta aşık olduğunuz insanlar bu şekilde paylaşımda bulundukları için onu savunma gereği duymuş olabilirsiniz ama lütfen yanlışa da yanlış diyelim.

    saygılar.

     
    (Bkz: ete et diyebilmek)
  2. türküler

    her biri birbirinden güzel olan ve sözlükte türkü paylaşımların burdan yapılması gerektiğini düşündüğüm bizi bize anlatan şarkı türüdür.

     
  3. tantuni

    dünyanın en güzel buluşu olan mersinde yendiğinde tadı ayrı çıkan "ekmek arası muhteşem"dir.

    çok yerde, çok memlekette tantuni yedim ama tarsusta yediğim bu lezzeti asla unutamam. "daha önceki yediklerim neydi?" diye sordurtan ama memleketimde de yediğimde "bizimkiler de güzelmiş yeaa" dediğim ve her öğlen yemelere doyamadığım tuhaf lezzet.

    eğer tanıdığınız mersinli yahut tarsuslu arkadaşınız varsa ısrarla yapmasını isteyin. ellerinin ayarı mıdır bilemiyorum müthiş yapıyorlar.

    not: üç mersinli arkadaş ısrarla yaptırıldı sonuç: hepsi birbirinden mükemmel.

     
  4. hatayi

    gerçek adının bihruze hatun olduğunu düşündüğüm safevi hükümdarı şah ismailin eşidir.

    rivayete göre hem şah ismail hem de yavuz sultan selim aynı kadına aşıktır. önce yavuz sultan selim daha sonra da şah ismail bihruze hatun'u yani hatayi'yi istemişlerdir.

    bihruze hatun kafasında ölçüp tartıp osmanlıyı trabzonun valiliğini yapan yavuz sultan selim değil de manisanın valiliğini yaptığı korkut'un yöneteceğini düşünerek, şah ismaili tercih etmiştir.

    ve çaldıran savaşı...

    şah ismail savaş ortasında bıraktı mı yahut yavuz sultan selim mi onu buldu orası muallaktır.

    savaş sonrası yavuz sultan selim bihruze hatunu çıkartır karşısına...

    "hala beni seviyor musun? benimle evlenir misin?" diye sorar...

    rivayete göre bihruze'nin gözleri parlayarak "evet hünkarım" der...

    ve yavuz sultan selim, onu gözleri tam olarak seçmeyen çağın en yaşlı sadrazamı ile evlendirir...

    bu durumu bilen şah ismail ise aşkından dönemin en güzel şiirlerini yazmıştır...

    bana göre eğer şah ismailin babası iah haydar ile yavuz sultan selimin babası ikinci beyazıt ortamı bu kadar germeselerdi tansiyon bu kadar yükselmezdi...

    şah haydar'ın "bir sunni öldürmek, bin dinsiz öldürmekten evladır" sözü ile şah haydarın ölümü sonrası ikinci beyazıt'ın "bayram gibi bir gün" gibi kışkırtmalı basına demeçleri ortamı germiş, iki "türk"ü karşı karşıya geitrmiştir...

    mhp genel başkanı devlet bahçeli'nin dediği gibi "yavuz da bizim, şah ismail de."

    olan da bihruzeye yani hatayiye oldu işte...

     
  5. Denizli

    devletimizin acilen destinasyon çalışmalarına başlaması gereken, ülkemizin sadece deniz-kum-güneş turizminin olmadığını, sağlık turizminin de olduğunu göstermesi gereken nadide şehirlerindendir.

    özellikle pamukkaleye birkaç yüz metre uzaklıkta bulunan karahayıt bölgesinin ele alınması bile binlerce turisti oraya dökecektir.

    gerçi bilen bilir karahayıt mevkiinde müthiş bir japon turist vardır, adamlar sağlıkları açısından en iyisini bildiklerinden karahayıtı tercih etmektedirler.

    "kırmızı su" adı verilen suyun rengi "siyah"tır. ama belki de mineral bakımından antakyadaki sudan sonra en mineralli su olabilir.

    (bu konuda antakyayı tek geçerim çünkü dünyanın en sağlıklı suyu akıp, eklem, romatizma, sedef, sinüzit, astım, guatır, bronşit ve hatta kansere bile iyi geldiği defalarca ispatlanmış olup, doktorların da şiddetle önerdiği sudur önerim güngör ottoman oteli tercih etmenizdir.)

    ama karahayıtın da antakyadan kalır yanı olmadığını düşünüyorum. adam gözlerimin önünde bıçakla eline ufak yara açtı ve suya 15 dakika daldırdıktan sonra çıkartıp kanın durmasını geçtim yara izinin bile kalmadığını gördüm.

    zaten böyle bir faydası olmasa elin japonu kilometrelerce uzaktan bu mekana gelir mi?

    işin üzücü kısmı, romatizma, bel, sırt ağrısını en çok çeken ülkelerin başında gelmemize rağmen elin japonu bizim topraklarımızdaki şifayı bilip, burnumuzun ucundaki bu şahane tedavileri bizim bilmememiz...

    kısacası, denizli gidip görülmeli...

    devletimizin her sene hazırladığı destinasyon çalışmalarında boy göstermeli...