Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Colonel Hans Landa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

555 entry 13 konu hiç puanı yok
10.11.2022 15:38 son işlem tarihi takip etme takip et

rosetta taşı

biz bunları entry'lerimizde yazdık;

#38eg

31.08.2022 15:22
  1. eğitim tek çıkış yolu

    bir öğretmen olarak hakkında hasbelkader de olsa ahkam kesebileceğimi düşündüğüm başlık.

    öncelikle buraya yazılması gerekenler o kadar çoktur ki ne yazmaya vaktim ne de takatim var, o sebeple belli başlı ve en bariz konuları yazıp geçeceğim.

    1) okullar eğer bilim yuvası ise dogmalardan arındırılması gerekir. Bilimde, "şuradan sonrasını sorgulayamazsın düşünemezsin, orası yasak bölge" gibi bir düşünce tarzı kesinlikle yoktur ve olamaz. Olursa bilim üretilemez.

    2) okullarda ezberletilen bilgilerin tamamını şu an 500 tl değerindeki dandik bir akıllı telefona yükleyebilirsiniz. yani sadece ezber içeren bir bilgiye,okuma yazma bilmesi koşuluyla herhangi biri de birkaç dakika içinde ulaşabilir ve dahası yapay zekanın gelişmesiyle birlikte çok daha fazlasını da yapacaktır makineler, hayal etmekte zorlanacağınız kadar fazla şeyleri hem de. hal böyleyken tüm sınıflardaki tüm müfredatın acilen 21.yy gerçeklerine uygun şekilde dizayn edilmesi zorunludur.

    3) okullarda öğretilen derslerin ders saatlerinin kesinlikle düzenlenmesi gerekir. tüm dünya harıl harıl yazılım-kodlama-matematik-fen ve doğa bilimleri-mühendislik üzerine enerjisini harcarken biz çok ama çok geriden takip etmekteyiz ve bu çağ, geride kalanın ileridekini bir daha yakalayamayacağı bir çağ malesef. düşünün ki bazı sınıflarda haftada 6 saat türkçe dersi varken bilişim dersi sadece 2 saat.(Bazılarında hiç yok.) yine de bakanlığın "stem" adını verdiği,açılımı (science-technology-engineering-math) olan bir projenin olduğunu ekleyelim, her ne kadar eğitim-öğetime yansıması 0'a yakın olsa da belki bir gün gelişir,yaygınlaşır ve meb'in önceliği haline gelir diye umut ediyorum.

    4)okullara kesinlikle sendikacılık adı altında siyaset sokulmasına izin verilmemelidir. gerekliliğini açıklamaya gerek yok.

    5)öğretmenlerin kendilerini geliştirmesi için gerekli düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır, objektif bir ölçme yöntemiyle öğretmenin yetkinliği,vizyonu ve genel kültürü belirli aralıklarla ölçülmelidir. zira maaş+ek ders+kurs vs. dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen,gündemden,yeniliklerden,teknolojilerden vs. bihaber birçok öğretmen var. kendini geliştirmeye kapalı öğretmen olmaz,olamaz. kpssyi bir kere geçti diye öğrenme kanallarını kapatan biri öğrencisine ne kadar faydalı olabilir ki? (ancak bu ölçme kpssdeki gibi saçma salak bilgilerin yoklanması şeklinde olmamalı ve elbette öğrencinin,velinin vs. not vereceği düzenleme de olmamalı,inanılmaz gereksiz bir düşünce o.)

    bir çırpıda aklıma gelenler bunlar, daha yazılacak yüzlerce madde çıkarılabilir.

    not:bu entry, canımın istediği herhangi bir anda kendini imha edecektir.

     
  2. gelmiş geçmiş en iyi film

    türlerine göre birçok "en iyi film" vardır ama tüm kategorilerde en iyisi için ;

     
    (Bkz: iyi kötü çirkin)
  3. Breaking Bad

    uyuşturucu müptelası bir iti ve ona torbacılık yapan ücretli bir kimya öğretmenini anlatan vasat dizi.

    sonra bunlar kanka oldu, beraber çöle gidip uyuşturucu yapıp zıkkımlandılar, ihtiyar küloduyla falan takılıyordu sıcaktan, tam bir loser. ergenler de ilah edindi bunu vay efendim "i am not in danger, i am the danger" falan...

     
  4. hasan mezarcı

    mesih olduğuna ikna olduğum efsane adam, gerçek bir mesih-kral.

    ikna olma sürecimi hızlandıran ise sarıya boyattığı saçları ve altın rengi peleriniydi,o uyum,o sesler... anlayamazsınız. bu kadar tesadüf olamaz deyip kendisine biat ettim ama hala da bir numarasını göremedik, uçma kaçma falan.

     
  5. küçücük bebeğin sürekli fotoğrafını paylaşan ebeveyn

    yanlış bir davranış yapan ebeveyn.

    şimdi efenim her insan kendi hayatının başrolüdür bu tartışmasız bir gerçek. fakat bazı insanlar, çevresindeki insanların da hayatında çok önemli bir yer kapladığı yanılgısıyla nişan,düğün,tatil fotolarını veya bebeğinin/çocuğunun her anını gösteren foto/videoları seri şekilde paylaşmakta ve yoğun ilgi,beğeni,yorum vs beklentisi içine girmekte.

    bak sevgili ebeveyn,bak güzel ablam(genelde bu tür paylaşımı yapan kişi kadındır çünkü), yakın akrabaların ve çok yakın dostların dışında hiç kimse senin düğününü konuşmuyor. evet bir düğündü, güzeldi, ve o gece -olağanüstü bir şey olmuşsa ertesi sabah- konuşuldu ve bitti. dansınızı da kocişinle pasta kesmenizi de kimse konuşmuyor, hatırlamıyor ve umurlarında bile değil. bebeğinin fotoları da farklı değil inan ki, "çok sevimli maşallah" dan öteye bir şey yok, like gönderdi,o kadar. lan çocuğunun "ilk kez anne demesinin" veya "ilk adım atışının" yıldönümüne özel video koymak nasıl bir kafa ürünüdür?

    lütfen gerçek dünyaya dön ablam, sonra o çocuk da sana özenip gereksiz işlerle hayatını bitiriyor, yapma ablam, yapma canım, yapma şekerim.

    bir erkek olarak bu davranışa bakışım budur ve neredeyse tüm hemcinslerimin de aynı düşüncede olduğunu düşünüyorum. kadınlar için yukarıdaki yazdıklarım anlamsız geliyorsa kadın dünyası olarak hepiniz hastasınız. -gülücük-