Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

brugge

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

229 entry 187 konu hiç puanı yok
22.09.2023 09:26 son işlem tarihi takip etme takip et

genç aday yok söylemi

sadece önümüzdeki seçimler için sınırlı olmayan geriye dönük hemen bütün seçimlerde genç adayın olmamasını belirten serzeniş ifadesidir.

Hal ile zengin genç eş bulmaya benzememektedir, cumhurbaşkanlığı, biriktire biriktire deneyim kazana kazana gelinen bir süreçtir, önce milletvekili olursun, zamanla koşullar elverdiği ölçüde ilerlersin.

Ki önceden meclis seçiyordu, genelde meclisten gelen adaylar daha güçlü oluyordu, şimdi istisnai 100 bin imza durumu var.

Sadece o mu, tabiki değil, bugün milletvekili dahi olmak isteseniz aday adaylığı için 20 bin 30 bin gibi bir ücret var.ki bunlar arka sıralar. 22 yaşında kaç gencin bunu verebilecek imkanı var. Ciddi bir örgütlülüğü sağlayıp 100 bin imzayı toplama becerisine sahip bir genç neden olmasın olabilir, yasal hakkıdır da. Ama engeller yaşından ve tecrübesinden büyüktür...Bir örgütlü arka plan olmadan genç aday görmek bir süre daha zordur. Sendikacılık veya sivil toplum kuruluşları güçlenir, yaptıkları işler ses çıkarırsa gençlik oradan belki meclise ve daha ilerisine yürüyebilir.

30.04.2023 16:25
  1. iyi bir insan mısın

    iyi olmak nedir ki ,kime, niye, neyin değerini bilmiş insanlık, iyiliği muhafaza etsin. etmedi de. ama bak muhafaza etmeye çalıştıkları ve kayırdıkları var. mesela dizileri izleyenlere soralım, o yalılarda oturanlar için, o kulelerde çalışanlar için ne iyi insanlar diyeceklerdir, değil mi. Bir tek iyi onlar kaldı... Diğerlerini sömürenler...

     
  2. yanlış ebeveyne doğmak

    ideallerine, dünyanın dinamik ihtiyaçlarına göre skolastik kalmış bir atmosferde hayata başlama ve sonrasında o etkinin hayatın geri kalanında dahi etkisini kaybetmemesi. Psikolojik tedavi gerektirir. zordur. ailen baskıcı, evlendiğin eşin baskıcı, iş hayatın baskıcı, nefes alamadığın ifade özgürlüğünün birine bağlı olduğu dünya. o dünyayı terketmek gerekir. ki iyileşmenin ilk adımı gelsin. Birileriyle birlikte olmak hep aşkla sevgiyle falan anlatılıyor, aslında uyum gerektirir kendini sonralamayı gerektirir, keşke filmlerdeki gibi aşk özgürleştirse falan ama stoklarda fazla yok ondan işte...

     
  3. biraz yüzün güldü diye dünyanın senden öc almak istemesi

    Hayatında gelişen pek çok olumlu gelişmenin ardından, birden farklı yönlerdeki pek çok şeyin ters gitmeye başlaması, biraz yüzümün gülmesi fazla mı geldi diye kadere ve ilahi adalete haykırmanla devam eden olaylar silsilesi...

     
  4. siyah eldivenli ahçı youtuber'lar

    Yemek tarifi ile ilgili video paylaşımı yapan youtuber'ların siyah eldiven kullanması hususu. Daha çok çalışma sırasında oluşan yiyecek bulaşığını göstermemesi nedeniyle tercih ediliyor. Beyaz renkli olunca tüm bulaşık görünüyor, bir de hijyen takıntısı olanlar var, onlara yaranmak için şimdilik iyi görünüm sağlıyor, kimse elin temas ettiği yerleri takip etmiyor görmüyor bu sayede.

    Önceleri eldiven hijyen için tavsiye edilen (zorunlu değildir) bir gereklilik olarak görülse de artık son gelişmelerde, özellikle sıcak yiyeceklerde, tuzlu ve salamura içeren gıdalarda tüketiciye ulaşan üründe plastik kalıntısına neden olduğu anlaşıldı. Bu anlamda eldiven kullanımı hijyen sağlarken başka riskleri ortaya çıkardığı ıspatlanmıştır. Bu yüzden koşullar çok da eldiven sayesinde bir fayda sağlamıyorsa en iyisi çalışmadan önce elleri yıkamaktır.

     
  5. Yerli malı ürünler kullanmaya özen göstermek

    Öyle kör bir tüketici yok artık. Yurtdışında üretilen pek çok mal yerliden daha ucuza geliyor, yerli firmalar da ihracat peşinde olunca sana vatandaşımsın diye ucuza vermiyor. Ekonomi böyle rasyonel çalışır. Madem vermiyor bireyler de daha uygun olduğu için çin den mal getiriyor, sadece bireyler mi şirketler de... Yoğurt mayası Fransız, Ekmek unu enzimleri İran'dan, tahin helvası için susam Arap ve mısır bölgesinden (Yerli susam çok pahalı,

    ve de ihraç ürünü). Yani ilköğretimdeki belirli gün ve haftalarda okunan şiirlerdeki gibi değil yaşam...