Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

lokman hekim

paylaş araştır

 

  1. kuran-ı kerimde lokman suresinde adı geçen alim kişi (peygamber olduğu yönünde rivayetler olsa da alim olduğu düşünülmektedir)ölümsüzlük iksirini bulduğu ama bunu kaybettiği yönünde rivayetler vardır

     
  2. rivayet o'dur ki; lokman hekim, oğlu ölüm döşeğinde iken, allah'a yalvarır günlerce. her türlü hastalığa çare bulan lokman, kendi evladına şifa bulamaz. günlerce gecelerce süren yakarışların sonucunda bi gece rüyasına bir melek gelir ve ilaç formüllerini yazdığı kitabının son sayfalarına bakmasını ve acele etmesini söyler zira yazılar silinmeye başlayacaktır uyanınca.

    uyanır uyanmaz kitabını arar ve bulur bulmaz son sayfaları açar, gerçekten de daha önce kendisinin yazmadığı bir formül. çeşitli bitkilerden oluşan fakat zor bulanan. başlar bu otları aramaya, gece gündüz, dağları aşar, denizleri geçer, nihayet tamamlar şifalı bitkileri ve hemen ilacı yapar. yapar yapmasına da bitkileri bulmak için o kadar yol almıştır ki oğlundan epey uzağa düşmüştür. geri dönesiye oğlunu kaybedeceğini bildiğinden, bir kargaya ilacı teslim eder. bu arada lokman'ın hayvanlar ile de konuşabilme yeteneği vardır. kargaya tembihler sakın ilacın tadına bakma, oğluma yetiştir diye.

    karga havalanır bi müddet sonra ilacı düşürür, yere akan ilaç artık kullanılmaz durumdadır. karga dayanamaz yere akan ilacın tadına bakar fakat içemez. damağında bir damlanın tadı kalır. bu yüzden de kargaların ömrü diğer hayvanlardan çok daha uzundur zira 150 yıl yaşayan bir karga bile vardır. karganın aslında tadına baktığı, yani lokman'nın ilacı aslında ölümsüzlüğün formülüdür. ne insana ne de hayvana nasip olmuştur.

     
  3. Lokman Hekim doktor ve eczacıymış. Dükkânında her türlü hastalığın devası olan ilaçlar varmış. Hastalar içeri girdiklerinde, hastalıklarına iyi gelecek olan ilaç şişesi sallanırmış. Birgün, içeri birisi girmiş. Ancak hiçbir şişe sallanmamış. Lokman Hekim, bunun üzerine: ?Senin hastalığının çaresi yok, öleceksin.? demiş.

    Adam ölümden kurtuluşun olmadığını öğrenince çok üzülmüş. Her şeyini satmış. Yanına bir at, tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış. Vurduğu hayvanları yiyip, yörüklerden yoğurt, süt alarak yaşıyormuş. Bu arada hastalığı da iyice artmış.

    Bir ağacın altına gelmiş. Atını bağlayıp köskelmiş. O sırada bir yörük kadını, bir tas sütü saylığa koymuş. Yılanların sütü sevdikleri bilinir. Tasa yaklaşan bir yılan, sütü içmiş, sonra da zehrini süte kusmuş. Tas, yemyeşil olmuş.

    Ağrıları iyice azan adam: ?Gidip şu zehri içeyim de ölüp kurtulayım.? diyerek zehirli sütü içmiş. Bir süre sonra ishal olmuş ve kusmaya başlamış. Ancak oldukça hafiflediğini hissediyormuş. Ölmek için içtiği zehirden sonra daha iyi olduğunu görmüş. Gün geçtikçe iyileşmiş ve hastalığı tamamen geçmiş. Lokman Hekim?e gidip: ?Sen, bana öleceğimi söylemiştin. Ama ölmedim.? demiş.

    Bunun üzerine Lokman: ?Ben, sana ala ineğin sütünü nereden bulayım, sütü yılana içirip, nasıl tasa kusturayım. Hastalığının çaresi vardı; ama bu ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim.? diye cevap vermiş.

    O gün bu gündür tas ve yılanın eczacılık ve tıp biliminin simgesi olması, halk tarafından Lokman Hekim?e dayandırılır .

     
  4. sümer mitolojisinin önemli bir parçası olan gılgamış destanında da buna benzer bir hikaye bulunuyor.

    ( Sümerlerin asya kökenli bir halk olduğu ve gılgamış isminin bilgameş olduğu iddiaları var. )

    Gılgamış ve Enkidu'nun hikayesi.

    Kral gılgamış ölümsüzlüğü arıyor.

    Utnapiştim Gılgamış'a ölümsüzlük otunu verir. Gılgamış bu otla ölümsüzlüğe ulaşacak ve gençliğine dönecektir. Gılgamış otu yiyemeden bir yılana kaptırır. Çaresizce ölümsüzlüğe ulaşamadan uruk şehrine geri döner.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.