Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
necdet tokatlıoğlu'nun acem kürdi makamındaki türk sanat müziği eserinin sözlerinde sıklıkla kullandığı bir kelime. 'farzet' kelimesi şarkının içinde öyle güzel dans ediyor ki; melodiyle örtüşen bu güfteyi insanın dinledikçe dinleyesi geliyor. yahut bana öyle geliyor herhalde... - tebessüm -
ne sen beni gördün ne de ben seni
o büyük tesâdüf olmadı farzet
tanışmamış gibi olalım senle
o sevda gönlüme dolmadı farzet
farzet bir rûyâydı, uyandım bitti
farzet bir hayâldi, kayboldu gitti
farzet ki gözlerim bir oyun etti
iki gözüm seni görmedi farzet.
Üstteki şarkıyı dinledim. Gerçekten de güzelmiş.
Atilla Atasoy'un da böyle bir şarkısı var.
Farzet ki ben seni hiç tanımadım...
Bir de Sertab Erener'in var ki o da çok başarılı.
Kelime, farz-ı misal
şeklinde de kullanılıyor.
Örnek vermek amaçlı.
Bir de farz-ı muhal var. Olamayacak, olması imkansız olan şey ama olduğunu varsayalım şeklinde
kullanılıyor. Zamanla Farz-ı mahal olarak da söylenir olmuş.
Kavramsal olarak böyle bir ifadenin bulunmaması gerektiği çünkü "olasılıklar dahilinde görünmeyen,
imkansızlığın" olmasının farz edilemeyeceği belirtilmiş.
farz-ı muhal çocuk oldum.
Farz-ı muhal balık oldum.
Aslında düşününce böyle cümle de kurulabilirmiş. Misal vermek için değil de hayal kurmak için elverişli.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |