Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

dyatlov geçidi olayı

paylaş araştır

 

  1. Teknik üniversite mezunu dahi olsalar,

    dağcılık kulübü üyesi dahi olsalar.

    Yirmili yaşlarının başında,

    9 genci,

    1950 li yıllarda

    Şubat ayının başında,

    Telsizsiz, silahsız, araçsız, yakıtsız,

    Sibirya denen yerdeki Ural dağlarının asıl adı " Ölüm geçidi " olan bölgesine kamp yapmaya

    göndermek zaten ölümlerini göze almak gibi bir şeymiş.

    Aileleri böyle bir şeye nasıl izin vermiş anlamadım.

    Paspas olur yollarına serilirdim gitmeyin diye.

    Sanki dağcılık veya kamp için değil de farklı bir amaçla gidilmiş.

    Dağcılık yapan yazın çıkar oralara. Kış kıyamette gidilmez. Bunu oranın yerlilerine sorsanız bile

    söyler.

    Ya da bu da olasılıklardan biri.

    Bölgenin çeşitli deneyler için kullanıldığı da biliniyor.

    O Dönemin teknolojisini bilmemekle birlikte, günümüzün ısı ve su geçirmeyen malzemeleriyle yapılan kamp ekipmanları bile insanı tereddütte bırakabiliyorken, o dönemde nasıl bir çadırda kalmayı planlıyorlardı gerçekten merak ettim.

    Geceleyin sıfırın altında 30 dereceye kadar düşen bir ortamda çadırı bir sebepten yırtıp çıkmasalar bile soğuktan donarak ölmeleri olası görünüyor. Çadır bu yani, kıl değil, keçe değil, yün değil, oba değil, kumaş çadır... ortasında soba yok, ısıtıcı yok.

    Bir de öylesine soğuk bir yerde uyumak için içlikle durmak da anlaşılır gibi değil. Uyku tulumuna dahi girilecek olsa bilemedim. Ayakkabılarımı bile çıkarmaz topuklayıp kaçma olasılığını hiç göz ardı etmezdim. ( Bir kere başımıza geldi oradan biliyorum. Bir saatte çıktığımız yolu on dakikada uçarak inmiştik. Korku böyle bir şey. )

    Kesin olarak bilinenler: çığ altında kalmadıkları, çadırı açmayıp ( ya da açamayıp ) keserek- yırtarak dışarı çıktıkları ( Gündüz ya da gece olduğu bilinmiyor ) Gruplar halinde dağılarak çadırdan uzaklaştıkları, ayaklarında ayakkabılarının olmaması, bir kısmının çadıra dönüş yolunda, bir kısmının ormanlık alanda yaktıkları ateşin başında, diğerlerinin ise bir uçurumun dibinde ölü olarak bulundukları.

    ölüm sebepleri: hipotermi ve şiddetli basınç altında ezilme olarak yorumlanan kırıklar.

    Ezilme uçurumun dibinde dere yatağında bulunan gençlerde tespit edilmiş.

    Dehşete kapılarak korkuyla çadırdan kaçma hikayesi sonradan yazılmış da olabilir. Buna gerekçe olarak dağcı gençlerin üzerindeki kıyafetlerin eksik olması ve hiçbirinin ayakkabılarını giymemiş olması gösteriliyor. Bu da çadırı ani bir etkiyle toparlanma fırsatı bulamadan hep birlikte terk ettikleri düşüncesini çok fazla güçlendiriyor.

    Kafa karıştıran konular: Dış darbe almadan gerçekleşen kırıklar, kıyafetler üzerindeki radyoaktif beta ışınları kaynaklı olduğu ve yıkanınca geçebildiği belirtilen kirlilik, dağcıların ciltlerindeki lekeler, kayıp olan günlükler, dağcılardan birinin çene kemiği, dil ve gözlerinin yerinde olmaması ve idarenin uzun yıllar süren tutumu.

    Yaban hayvanları çadıra yaklaşmış olabilir, içlerinden birinin deney amaçlı getirdiği bir kimyasaldan etkilenerek dağılarak kaçmış olabilirler, yedikleri içtikleri bir şey yüzünden hepsi birden bilinçlerini yitirmiş olabilirler.

    Silah denemesi, bir şeylere tanık olmaları, yeti, uzaylılar, köylüler olasılıkları yok sayılmalı.

    Kırıkları, cilt yanıklarını ve uzuv kayıplarını adli tıpçılar bölgenin koşullarına göre mantıklı bir şekilde açıklamıştırlar.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.