Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Karakterleri okuyup araştırdığımız zaman şimdiki magazin programlarını andıran, bu kadar çok entrika, dolap, çıkar ilişkisinin yeryüzünü bırakın gökte, okyanusların altında, yer altında olduğunu iddia eden bu pagan inanç sisteminin sembolik olarak heykellerle ve tapınaklarla desteklendiğini ve sistemin hüküm sürdüğü tüm coğrafyalara tek elden üretilip gönderildiğini ( ki nereye gidersek gidelim Eros Eros tipiyle, Hermes Hermes tipiyle şekillendirilmiş aşağı yukarı ) göz önünde bulundurursak.... Sanırım bu adamlar ve kadınlar tanrı ya da tanrıça falan değil düpedüz toplumun üst sınıf tabir edilen zengin ve hükümran sınıfı iken bir süre sonra kendilerini Tanrı Tanrıça ilan edip tapınaklara sunulan hediye, zahire, canlı cansız hayvan, bakire kızlar vs. sirkülasyonu ile çarkı-düzeneği döndürmekte idiler. Hal böyle iken ayağı çarıklı, sırtı çullu, ayak takımı tabir ettikleri sınıftan, kimseye eyvallahı olmayan bir delikanlının masaları devirmesi, sağda solda konuşması başlarda çok dikkat çekmediyse de zamanla birilerine batmaya başlaması tamamen çıkarların zarar görmesine neden olmuştur malumunuz.
Viva-Gala-Şamdan üçlemesi haberlerine benzeyen yunan mitolojisinin neden böyle bir yapısı olduğu , bu yapıyı zamanla mı kazandığı, gerçek dünyaya ait insanların hayatı olup sonradan mı bu insanların tanrılaştırıldığı vs. gibi konular hakkında hiçbir bilgim olmayıp biraz araştırdıktan sonra buraya mutlaka tekrar dönmeyi düşündüğüm başlıktır.
Eskiden Can yayınlarından çıkan şimdilerde başka yayınevlerince yayınlanan mitolojiden masallar kitabı kaba taslak neler olduğu hakkında bilgiler veriyor diyecekken isimlerin ne kadar akılda kalması zor, mekanların ne kadar değişken ve çeşitli , karakterlerin ne kadar uçuk ve maceracı olduğunu kanun nizam tanımadığı gibi marjinal olduklarını da hatırladım. Ortadoğu mitolojisine takla attırdıkları kesindir.
Yer altına ölüler diyarına gidip sevgiliyi kurtarmalar, yedi başlı cehennem köpekleriyle dövüşmeler, ölüm nehri kayıkçısıyla pazarlık yapmalar, denizlerde sirenlere direnmeler, kanat takıp güneşlere uçmalar, birbirlerine yıldırımlar yağdırmalar, yarı ölümlü falan olup yeryüzüne inmeler, değişik değişik evlilikler, suda kendini görüp kendine aşık olmalar vs. hakikaten çok garip. bu kadar uçmayıp olanı yazsalardı biz onları da merak edip okurduk şimdi işler daha da karışıyor.
yeteri kadar şimşekli, yıldırımlı, güneşli, yer altılı, yıldızlı mıldızlı öge barındırmasına rağmen
neden bir sümer mitolojisi kadar
ilgi çekmedi
merak ediyorum.
sanırsın ki her şey sümerlerle başlıyor.
Halbuki onlar belli ki Asya'nın güneylerinden bir yerlerden ( Bana kalırsa Türk kültüründen değil Hindistan kültüründen belki İndus vadisinden mesela ) hikayelerini peşlerinde taşımışlar.
Belki yunanlılar göklerde dahi olsa aşklı meşkli entrikalı işler peşindeyken
Herkes Zeus'un maceralarını paparazziler gibi takip ederken
sümer kahramanları altın arayıp emperyalist güç peşinde koştukları için
uzmanlar burayı eşelemeyi daha insancıl buldular.
Annemin okuldayken en sevdiği derslerinden biriymiş. Bence çok eğlenceli yunan mitolojisi. Ne çok doğu ne çok batı bence bizim buraların mitolojisi daha çok sarıyor insanı.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |