Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanıdır. Krallığa son veren darbenin ardından başbakan ve devlet başkanı olarak Mısır'da köklü dönüşümlere damgasını vurmuş, etkin bir dış politikayla Arap dünyasında bir önder rolü oynamıştır. Sudan'daki Mısır ordusunda görev yaparken arkadaşlık kurduğu üç subayla (Zekeriya Muhiddin, Abdülhakim Amir ve Enver Sedat) birlikte İngiliz egemenliğine ve krallık yönetimine son vermeyi amaçlayan gizli Hür Subaylar Hareketini kurdular. Savaşın ardından baş gösteren siyasi bunalım ortamında, Hür Subaylar Hareketi 23 Haziran 1952'de kansız bir darbeyle yönetime el koydu. Orgeneral Muhammed Necib'in devlet başkanlığına getirilmesine karşın, gerçek iktidar Nasır'ın denetimindeki Devrimci Komuta Konseyi'nin eline geçti. Ocak 1953'te siyasi partiler kapatıldı ve Özgürlük birliği adlı yeni bir parti devlet içinde çekirdek örgütler kurdu. Haziran 1953'te Cumhuriyet ilan edildi ve İngilizlerle Süveyş Kanalı bölgesinin boşaltılmasını öngören bir antlaşma imzalandı. 1954 ilkbaharında Necib'in görevden alınmasına yol açan iç çekişmelerden sonra perde arkasındaki konumundan çıkarak başbakanlık görevini üstlenen Nasır, en güçlü muhalefet odağı olan Müslüman Kardeşler'i sindirerek konumunu pekiştirdi. Ocak 1956'da tek partili siyasi sisteme dayalı yeni anayasayı yürürlüğe koydu. Haziranda da tek aday olarak, oyların yüzde 99,95'ini alarak cumhurbaşkanı seçildi. Ekim 1956'da Beni İsrail, Fransa ve Birleşik Krallığın giriştiği ortak saldırısıyla başlayan Süveyş Bunalımı sırasında, Beni İsrail'in Sina Yarımadasını Şarmü'ş-Şeyh'e kadar işgal etmesine ve Mısır Hava Kuvvetleri'nin ağır bir darbe yemesine karşın, ustaca manevralarla dış müdahaleyi boşa çıkardı. Arap dünyasındaki saygınlığını artıran bu olayın ardından daha radikal bir çizgiye yöneldi. 1958 başlarında Mısır ve Suriye'nin Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmesine öncülük etti. Nasır, Mısır'ın sosyalist ülkelerle yakınlaşmaya girdiği bu dönemde özellikle Sovyetler Birliği'nin teknik ve mali yardımıyla geniş çaplı bir kalkınma hamlesi başlattı. Asvan Barajı'nı tamamlama (1968), sanayileşmeyi hızlandırma ve köylüleri topraklandırma gibi başarıların yanı sıra kadınların haklarını genişletme ve eğitimi yaygınlaştırma gibi önemli adımlar attı. Önceleri İsrail sorununu Arap dünyasında birliği sağlamanın amacı olarak gören Nasır, 1967'de Sina'ya kuvvet yığdı. 22 Mayıs 1967'de, Beni İsrail'in Eilat'a deniz erişimi olan Tiran Boğazı'nın tüm İsrail gemilerine ve İsrail'e gitmekte olan diğer gemilere kapalı olduğunu ilan ederek, Akabe Körfezini ulaşıma kapattı, böylece Beni İsrail'le açık çatışmaya yöneldi. Bunu izleyen Altı Gün Savaşı'nda (5-10 Haziran 1970) erken davranan Beni İsrail'in Mısır uçaklarını yerdeyken yok etmesi ağır bir yenilgiyi getirdi. 9 Haziran'da, Nasır bütün sorumluluğu üstlenerek istifa ettiyse de yaygın kitle gösterileri nedeniyle ertesi gün kararını geri aldı. Savaş sonrası dönemde radikal çizgisinden giderek uzaklaştı.23 Temmuz 1969'da, İsrail'e karşı bir yıpratma savaşı açtığını ilan etti. Bununla birlikte Nasır, temmuzda bir ateşkes düzenlenmesini öngören Rogers planı'nı kabul etti ve 7 Ağustos'ta bu plan, Süveyş Kanalı boyunca yürürlüğe girdi. Bunun üzerine, Mısır'ın Sudan ve Libya ile ilişkilerini güçlendirmeye girişti ve Araplar arasında çıkan birçok anlaşmazlığa aracı olarak müdahalede bulundu; 27 Eylül 1970'te yeni bir Ürdün-Filistin çatışmasına son vermeyi başardı. 28 Eylül 1970 tarihinde bir kalp krizinden dolayı yaşamını yitirdi.
ismini ittihatçı cemal Paşa'dan alan(o yıllarda Mısır'da doğanların 4'te 3'ü alırmış diye bir efsane vardır zaten) arap dünyasının efsanevi lideri.
are.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |