![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
Yazarın, ne hissederek ve düşünerek hangi koşullarda yazdığını çok merak ettiğim kitabıdır.
Başka bir romanı bu kadar merak etmedim.
kitap aslında yetişkinlere yazılmış gibi.
Çocukken altın kitaplar yayınevinden bir çevirisini okumuştum.
Yıllar içinde farklı sanat türleriyle yorumlanmış. ( Sinema, çizgi film, tiyatro, müzikal, resim,
müzik )
Batıda alıntı yapılma konusunda en sevilen eser.
Yakın dönemde çekilen film versiyonunu izlemek kesinlikle yeterli değil ve kitabın ruhunu
yansıtmıyor.
Kelime oyunları nedeniyle kitabın aslından okunması öneriliyor.
"alice Pleasance liddell" yazar Lewis Carroll'un kitabı yazarken ilham kaynağı olan çocuk.
takma adı Lewis Carroll olan yazar, aslında bir matematik profesörü.
Gerçek adı: Charles Lutwidge Dodgson.
Kitabı " viktorya dönemi eleştirisi " olarak yorumlayanlar olmuş.
Kitabı kimyasal bir maddenin etkisiyle yazdığını ileri sürmüşler. :)
Fikrim kitaptaki her simgenin, her olayın gerçek hayatta bir karşılığının bulunduğu ve yazarın bu
deneyimlerin hepsinden teker teker geçtiği yönünde.
Kitabı özet olmayan aslına yakın çevirilerinden okumak gerek.
kendini; 'başkalarına göründüğünden farklı biri olarak' görme ki, başkaları da seni: 'başkalarının gözünde başka biri olmaya çalışan başka biri' olarak görmesin.
kitaptaki uçuk kaçık şiiri eklemek istediğim başlık.
Ejdercenkname
akşamözdü, yavışkan burguleler
döndeleyip cermelerken günsatba
uyudüşmüş kalmışlardı karpüsler
yemizler derseniz ak-ök begirba
ejdercenkten sakınasın ey çocuk
keskindir dişleri pençesi yaman
cub cub kuşunu gözlemleyen duman
hele gavakvaktan kaçmaktan kurtulmuş!
aldı gümüş kılıcını eline
uzun süre korularda dolaştı
dinlenendi altında tum dalının
her şeyden çok buna şaştı
böyle bir şeysizgün düşünedursun alevan
göz ejdercenk
çıkageldi neşil norman
gark'ı atladı binbir hendenk
sağsol, solsağ, fışt, pışt, şak, şuk bir iki
gümüş kılıç biçti, kesilmiş doğradı
gebertti düşman, sonra bizimki
nala nayrıldı neşil normandan
ejdercenki öldürdün ha ey oğul
alnından öpeyim sevgili dumrul
ey kutlu gün şaşa maşa çok yaşa
ben gideyim geçtin artık sen başa
Kendi bütünlüğünde anlamlı da çeviri olduğundan mı anlamsız yoksa orijinalinde de bir anlamsızlıklar yığını mı ? Yoksa kendi içinde simgeler barındırıyor da hala çözülememiş mi bilmiyorum. Biz çevirinin okuyucusuyuz.
bu tarz kelime oyunlarını çevirmek de başlıbaşına birikim, emek ve araştırma gerektiriyor.
Anladığım kadarıyla yazar uydurma kelimelerle kabaca bir mesaj vermeyi başarmış ve bunu tonlama, vurgu, araya serpiştirdiği anlamlı kelimeler ve ses ahengiyle başarmış.
Şiirle birlikte uydurduğu kelimelerin anlamlarını da yazdığı belirtilmiş.
Ilkokulda okuduğum ve hatırladığım güzel çocuk kitaplarından.Harika öyküsü ve benzersiz anlatımıyla bu kitap, sinemadan psikolojiye kadar pek çok alana kaynak oldu. 1800'lü yılların ortalarında Lewis Carroll tarafından yazılmış olan ve John Tenniel tarafından resimlendirilen kitap çocuk edebiyatının klasiklerinden biridir. Kitap her ne kadar çocuklar için yazılsa da yetişkinlerin anlayabileceği derin anlamlar da taşımaktadır.
Romanın daha sonra incelenmesiyle birlikte ortaya atılan şu teori oldukça dikkatimi çekmişti:
Alice'in maceraları sessiz bir bahçede başlıyor. Yeşil ve ıssız olan bu yer birçok insana Havva ve Adem'in dünyaya geldiklerine inandıkları yer olan "Cennet Bahçeleri"ni anımsatıyor. Fakat Alice, Havva gibi bir elmayı ısırmıyor, tavşan deliğinden aşağıya iniyor ve kendisini bambaşka bir dünyada buluyor. Bu teoriye göre masum bir çocuk olan Alice, tavşan deliğinden geçtiğinde yetişkinlerin dünyasına giriyor ve "günahkar" oluyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |