Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

nargiileventolin

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

53 entry 8 konu hiç puanı yok
06.07.2018 16:41 son işlem tarihi takip etme takip et

Sorgulamak

kişinin yapmayı denerken dahi kendisini gerçek bir canlı olarak hissettiği eylemdir.

bir şeyi alıp dağıtıp parçalamak ve kendi zevkine göre yeniden kurgulamak ve bu yaratıcılıktan haz almak.

"sorgulanmayan bir yaşam, yaşanmaya değmez." mi,

yoksa sorgulanmayan yaşam, zaten yaşanamaz mı?

yaşanır elbet, yaşanır belki ama insan gibi değil.

29.06.2018 19:44
  1. kötü insanların ortak özellikleri

    utanma, özdeğerlendirme, empati gibi yetilerden yoksun olma özellikleridir. ya da halk diliyle kalp, vicdan taşımama diyebiliriz. hissetme engellileridir.

     
  2. geçmişin izleri

    bu ara kafayı takmış olduğum izlerdir kendileri. tam olarak beceremesem de onları takip ederek şimdimi anlamlandırmak istiyorum. veyahutta çok boş vaktim var, bilemedim. ama yine de geçmiş, bi nevi şimdidir derim. şimdinin ham maddedisi. bu entriden hiç memnun değilim. ucuz denemeciler tadında oldu. ama her entrimizde en iyisini veremeyiz. önemli olan istikrarla.. yeter.

     
  3. fesleğen

    öldürüp öldürüp dirilttiğim, kokusunu en sevdiğim, bana ait olan tek bitki. artık gözümün önünde tutuyorum onu.

     
  4. hedefsizlik/amaçsızlık

    kendimizle aramızdaki mesafenin açılmasından mütevellit içine düştüğümüz haleti ruhiyedir. (mütevellitle, haleti ruhiyeyi yazım inandırıcı olsun diye kullanıyorum)

    peki ne demek , kendimizle aramızdaki mesafenin açılması, boş yapma yazar.

    şöyle açıklayayım:

    bazen maruz kaldığımız istismarlar ve baskılar sonucu, (kendi sorumluluğumuzla bu durumu seçerek) dışa birebir uyum sağlarız. öyle uyum sağlarız ki, bundan haberimiz bile olmaz. düşüncelerimiz, hislerimiz, inançlarımız onlarınkilerle(vallahi kelimeyi açıktan yazmaya mecalim yok) aynı olur. ve giderek kendi gerçek hislerimizle aramızdaki mesafe açılır. işte bu en çok açılan noktada artık seçim bize aittir: ya toplumun değerlerini birebir benimseyerek tam olarak uyum sağlamak ya da görüntüde itiraz etmeyerek aslında hiçliği-boşluğu-anlamsızlığı seçmektir. bana sorarsanız, iki yolda da tünelin ucu bombok biyere çıkar. insan ya mide bulandırıcı bir köle olur ya da hissiz bir robot..

    öyleyse biz de kestirmeci olalım ve kendi kendimizin nasıl yapacağını bilmediğimiz bir doğruyu öğütleyelim:

    bedeli ne olursa olsun, kendimizi arayalım ve her koşulda onun arkasında duralım!

     
  5. kitabı satırların altını çizerek okumak

    muadili küçük bir tek tırnakla sevdiğimiz cümle aralarını işaretlemek olan, gayet önemli eylemdir. bazen kendi kendime korkunç zekamdan ürkmüyor değilim.

    gerçi ahlat ağacı'nda sinan kardeşimiz kitaptan öz cümleler çıkarma tavrını küçümsüyordu. lakin ben de süleyman abimiz gibi, bu düşüncenin toyluktan olduğuna inanıyorum. bir kitaptan, kendi ruhumuza yakın (sevdiğimiz, tiksindiğimiz, hiç anlam veremediğimiz..) bikaç cümle de çıkaramayacaksak, o kitap bizim için neye yarar ki?

    "aşk, alkole benzer, ne kadar iktidarsız ve sarhoş olursanız, kendinizi o kadar güçlü ve akıllı sanırsınız, aynı zamanda da her istediğinizi yapmaya hakkınız olduğunu düşünürsünüz."

    -gecenin sonuna yolculuk