Türkiye'nin memur portalı

John wick 4 uzun zamandır izlediğim en iyi aksiyon filmlerindendi. Filmle ilgili bir sürü şey konuşacağım ama öncelikle şunu belirteyim ki bu filme mutlaka sinemada gidin ben sinemada gittim daha yeni ve kesinlikle hakediyor. O zaman önce filmde sevdiğim yerlerden başlayayım filmin aksiyonu gerçekten güzeldi hatta harikaydı, film içindeki karakterler de çok iyiydi özellikle mr nobody, chain ve killa harkan(Evet bende baya gülmüştüm jsjsjshsjs) en iyileriydi, filme yeni eklenen karakterler çok ayrı bir hava katmıştı ki Donnie Yen filme apayrı bir hava katmış, bunun dışında filmde çok iyi ama harbi efsane çekilmiş bir üstten çekim aksiyon sahnesi var o sahneyi izlerken harbi aşırı eğlendim bide john wick abimizin drift atarak adamları tek tek öldürdüğü sahne de de başım döndü adeta, bide filmde mr nobody karakterinin tam köpeği öldürülecekken jonathan abimizin köpeği kurtarma sahnesi de efsaneydi, bir diğer hoşuma giden kısım film adeta bir oyun gibi sürekli yan görevler ekleniyor ve en sonunda hepsi ana hikayeye bağlanıyor filme giderseniz daha iyi anlarsınız, ya zaten bu filmle birlikte john wick evreni iyice genişleyecek ballerina filmi, john wick 5,continanteinal oteli dizisi ve john wick video oyunu gelecek ki özellikle video oyunu efsane olur, şimdi eksilere geçelim öncelikle filmin ilk yarısı oldukça sıkıcı ve boş hemen hemen hiç bir olay yok, filmin senaryosu ilk 3 filmden çok çok daha zayıf ve o yüzden ilk 3 filmin tadını veremiyor, Filmde çok çok az diyalog var ve kurulan diyaloglarda çok kötü özellikle Keanu Reeves bu filmde en kötü oyunculuğunu yapmış olabilir, ikinci yarıda hikayede kopukluklar yaşanıyor ve adeta nereye varacağını bilmeden ilerliyor, aksiyon sahneleri aşırı yoruyor evet eksik bulduğum yönlerde buralardı ama son olarak spoilerlı bir şey daha eklemek istiyorum Arkadaşlar John Wickin ölmesine harbi şok oldum ben yani asla beklemiyordum ve fena göte getirdi beni ama john wick büyük ihtimalle ölmedi çünkü beşinci film geliyor ama nasıl geri döndürecekler harbi merak ediyorum.

tadını yiyen bilir.

giyim markası

Baker Dill, tropikal Plymouth Adası'na tur gezileri yapan bir balıkçı teknesinin kaptanıdır. Ancak bu sessiz ve huzurlu hayatı, eski eşi Karen'ın çaresizce istediği bir iyilik ile paramparça olur. Onu ve genç oğullarını, yeni ve şiddet yanlısı kocasından kurtarması için yalvaran Karen'ın isteği, Dill'in, yeni eşini balık avı bahanesiyle denize çekmesi ve onu orada köpekbalıklarına atıp ölüme terketmesidir. Karen'ın ortaya çıkışıyla birlikte unutmak istediği bir hayata geri dönen Dill, doğru ile yanlış arasında bocalarken, Karen'ın yarattığı gerçekliğin fire vermeye başladığını fark eder...

"Serenity", Steven Knight'ın imzası altında gizem ve gerilimi harmanlıyor. Tekinsiz havasıyla ilgi çeken filmin başrollerini ise Oscar ödüllü iki oyuncu, Matthew McConaughey ve Anne Hathaway paylaşıyor. Daha önce "Yıldızlararası" filminde beraber oynayan ikiliye "Savaştan Sonra" filminde izlediğimiz Jason Clarke, Oscar adayı Diane Lane, "Kanlı Elmas"ın yıldızlarından Djimon Hounsou, Jeremy Strong, Robert Hobbs, Edeen Bhugeloo, Rafael Sayegh ve Kenneth Fok eşlik ediyor.

İlk filmi 2007 yılında yayınlanan ve blockbuster bir seriye dönüşen Transformer dünyasına, bu filmle birlikte Predacon, Maximal ve Terrorconlar da dahil oluyor. Serinin 6. filmi, 90'lı yıllarda yayınlanan çizgi dizi Transformers: Beast Wars'dan ilham alıyor. Özellikle vahşi hayvan robotları Maximaller ilgi çekiciydi, bunun dışında bildiğimiz Transformers senaryosu. Beklentimin altında kalan, ortalama bir bilim kurgu aksiyonu ama finaldeki sürpriz biraz iştahımı kabarttı diyebilirim...