Türkiye'nin memur portalı

çocukken henüz daha doktorların verdiği ilaçlara başvurmadan önce annemin sobanın üzerinde ısıtıp havlu veya bir paçavraya sararak ayağımın altına koyup ısınmamı sağladığı unutulmaz ve tatlı anılarımda yer alan objedir sobanın yanında ki tuğla.

Okuduktan sonra ölmüşlerimizin ruhuna bağışlamamız gerektiği küçüklükten bu yana bize öğretilen Suredir Yasin Suresi. Uzun olmasına rağmen sık okunmasından olsa gerek ezbere okuyabildiğim ve hayatımdan ne kadar çok sevenimin eksildiğini hatırlatan suredir.

her kız çocuğunun kaç yaşında olursa olsun hiçbir beklentisi olmadan sevdiği terk erkektir baba. Allah yokluğunu yaşatmasın.

az önce bir solukta bitirdiğim Mustafa Kutlu'nun yazdığı kitabın adıdır. hikayenin bitiminde ise içimi sıcacık yapan bir his kaplar. 'ben o zamanlar onaltı yaşındaydım...' diyerek başlar bu hazin hikaye ve yaşanmışlıklar barındırır. kitabın sonu 114. sayfa da : 'mızıkanın nağmeleri otel penceresinden sızıp kasabanın dumanı tüten kırmızı kiremitli damlarına doğru yayılmaya başladı.Nereye kadar gider bu ses, kime ulaşır? sorusuyla biz okuyucularına veda eder.

sanıyorum ki kendisi ile tanışmam 2000 yılında olan internetin sadece cafelerde olduğu dönemlerde hunharca ziyaret edilen, komedi yüklü fıkraların yer aldığı, yılbaşında ve diğer özel günlerde e-kart gönderdiğimiz internet sitesinin adıdır.

tehey heyy ansızın aklıma düştü ve baktım da site mite kalmamış.