Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
nargileventolinBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
usta yönetmen ingmar bergman'ın sakin ve derin şaheseri.
yapım: isveç / 1963
film, küçük bir kasaba papazının inancıyla mücadelesini konu ediniyor ve aşağıda bir örneğini sunduğum bir çok harikulade diyaloğa da yer veriyor.
"- İsa'nın tutkusu, acıları... Onun acısının odaklandığı yer yanlış değil mi sizce?
- Ne demek istiyorsun?
- Fiziksel acıdan bahsediyorum. O kadar da kötü olmamalı. Belki yanlış olabilir ama nacizane şekilde, ben de İsa kadar fiziksel acı çektim. Ve onun işkenceleri daha bile kısaydı. Sanırım toplam dört saat kadar değil mi? Ben onun başka bir şekilde, işkence gördüğünü hissettim. Belki hepsini yanlış anladım. Ama Gethsemane'ı düşünün. İsa'nın öğrencileri uyuyakaldı. Son yemeklerinin anlamını kesinlikle anlamamışlardı. Ve kanunun uşakları gelince, hepsi kaçtılar. Ve Peter onu inkar etti. İsa öğrencilerini üç yıldır tanıyordu. Hep birlikte yaşamışlardı ama ne dediğini hiç anlamadılar. Son adama kadar, onu terk edip gittiler. Ve o yalnız kaldı. Bu çok acı verici olmalı. Kimsenin anlamadığını bilmek. Güvenecek birine ihtiyaç duyarken yalnız bırakılmak... Bu çok acı verici olmalı. Ama daha da kötüsü var. İsa, çarmıha gerildiğinde ve işkence içinde asılıyken "Tanrım, Tanrım!" diye bağırdı. "Neden beni terk ettin?" Bağırabildiği kadar yüksek sesle. Cennetteki Tanrı'nın onu terk ettiğini sandı. Anlattığı her şeyin yalan olduğuna inandı. Ölmesinden hemen önce, İsa şüpheyle doluydu. Bu kesinlikle onun en büyük sınavı olmuştur. Tanrı'nın sessizliği..."
karanlık bir haleti ruhiyeye mahkum olmuş kişi.
en önemli özelliği de böyle olduğunu reddetmesidir.
" bu eylül akşamında.. o güzel deli gözlerini.. "
1. | words.from.asylum | |
2. | bolsuic |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |