Türkiye'nin memur portalı

Ahh iyiki de açılmış bu başlık dedirten, çocukluk anılarını pamuk şekeri tadında akla düşüren, bazı yerlerde "sek sek" adıyla anılan bazı yerlerde ise "çizgi" dediğimiz oyunu akla getiren hededir iste *smile*

Şimdi çocuk olmak vardı, akşam ezanı okunurdu da annemiz pesimizden kosardi eve sokmak için,

Varyemez amcanın bahçesindeki meyve ağaçlarına dalmak vardı ya da yakantop oynamak bağıra çağıra hemde...

Ya da akla en kritik anlarda gelen "çömlek patladı" 'yı avazimizin çıktığı kadar bagirarak tüm mahalle çocuklarıyla oynadığımız saklambaç...

Hangi birini saysam ki daha...bu güzellikleri hatirlatanlara saygılarımla yeni turku'nun de dediği gibi "biz buyuduk ve kirlendi dunya..."

"Sen ölmedin ki...

Sen bu vatanda nefes alıp vermeye dahi layık olmayan tecavuzcuyu,çocuk istismarcisini,yağ birikintilerini artirmayi başaranlari,düşünemeyen insan artiklarini,çamur atmayı marifet sayan mahlukatlari korumak için vuruldun...ama ölmedin.

Sen ölmedin lakin bizler şu saydiklarimla leş olma yolunda hızla mesafeler katetmekteyiz biline..." diyerek yüzsüzlere feryat etmek istediğim durumdur.

Hoş gerçi bizler çok utaniyoruz(!) ya...kime ne faydası olacaksa artık..?!?!!

An itibariyle yorumsuz kaldigim, "bir pire için kocaaman bir yorgan yakılmaz." lakin "acaba hepsi mi böyle?!?" diye dusundurtturen ve sasirtan, devletimin her kadrosunda bulunan "genelin" burada da olduğunu uzulerek musahade ettiğim meslek grubu.

Yorumsuz kaldık daha doğrusu kalmayı tercih ettik be sozluk(önyargısız olarak)...selametle...

Sığ goruşlerin kabul görmediği, " annesi ve kızkardeşi" hiç mi olmadı acaba dedirttirecek, dostluğu sadece kendi cinsiyle el ense muhabbetine cevirebilecek dusunce yoksunu mahlukatlardir.

Haa ayrıca bunlar her yerde " ben en superim,ben en iyiyim,ben havayim civayim" şeklinde nara atıp,karşı cinsin her şekilde dikkatini çekmeye calisirlar.

Uzak durulması gerekir aman diyeyim. Ve hatta ağır tahriklerine hiç cevap verilmemesi lazım(cevap vermemek en guzel cevaptir hasebinden hareket edilerek)

Umulur ki bu mahlukatlar gunun birinde cinsiyet ayrımı yapmadan insanı insan olduğu için severler.

Osmanlı devletinin lale devri dönemini goren, kendisinin istanbul'da tanışmış olduğu Sait efendiyle matbaayı kurduğu soylenen, ayrıca matbaada basılan ilk eserin de "vankulu Lügati" adli arapca-turkce sözlük olduğu, çevirmen ve matbaacı zat-ı muhteremdir kendileri.