Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

yağmur

paylaş araştır

 

  1. Eylül doğumlu olduğumdan mıdır bilmiyorum ama cam kenarında oturup da yağmurun yağışını izlemeyi, hele bir de ortamda toprak kokusu varsa pencereyi açıp o kokuyu içime çekmeyi çok severim. Ancak yağmuru ben evde olduğum sürece seviyorum. yolda yürürken tedbirsiz yakalayıp sırılsıklam ıslandığım çok olmuştur. O anlarda tek derdim bir an evvel eve ulaşmak olur. Hiç tadını çıkara çıkara ıslandığımı hatırlamıyorum. Yağmuru seviyorum ancak Kedi misali ıslanmayı sevmiyorum.

    Bir de yeni türkü şarkısı vardır;

    Hiç kimsenin yağmurun bile

    Böyle küçük elleri yoktur

    ..

    Sanki bu şarkıyı benim için söylemişler, ellerim yaşıtım olan kişilerden çok daha küçüktür, fark edenler yedi yaşındaki çocuk eli gibi der. Demek ki yağmurdan bile küçük ellerim varmış diyorum bu şarkıya göre, yağmurun eli de nasıl oluyorsa artık, gülücük.

     
  2. durup durup indiriyor, dinlene dinlene döver gibi.

    Mübarek.

    Çok güzel aslında.

    Bir serinledi ki etraf sormayın.

    Çiçekleri boynu bükük bulurum diye tahmin ediyordum.

    Evden gittiğimize sevinmişler sanki, daha bir gelişip serpilmişler.

    Yağmur suyu kesinlikle daha güzel besliyor.

    Durmazsa ya terasa çıkarız ya da şişme botla dolaşırız artık.

     
  3. bugün az da olsa çiseleyen ve havayı serinleten su damlacıkları. toprağı bir güzel kokuttu ki o bile yetti..

     
  4. Geçen gün şiddetli yağmura yakalandım ve yeryüzündeki en zavallı canlı türüne dönüştüm.

    Sığınacak hiçbir yer yoktu.

    Çok şiddetli yağıyordu.

    Bir köprü altı dahi bulamadım.

    Yağmur kıyafetlerimi, derimi, etimi deldi adeta iliğime işledi.

    Aklıma Amazon ormanlarında kaybolan, günlerce yağmurun altında dolanıp duran insanlar geldi.

    Yarım saat şiddetli yağmur altında yürüdükten sonra paçalarımdan su aka aka varacağım yere ulaştım.

    Kesin hasta olurum dedim ama bir şekilde atlattım.

    Üzerimdeki ıslak montu çıkardım , geriye kalanlar kendi ısımla kurudu bir şekilde.

     
  5. özlediğimdir.

    altında ıslanmak güzel yaa hiçbir şeye değişmem

     
  6. Cama vuran her damla, letafetle terennüm eder. Bu bir davettir. Tenine değip ruhuna akmaya taliptir.

    Böylesi bir talep nasıl reddedilebilir?

    Ve bu davete en makbul icabet yağmurla/yağmurda dans etmektir.

    Sevdaya ibadettir.

     
  7. ankara' ya (çankaya tepelerine) dün geceden beri kesintisiz yağandır. Ahmak ıslatan türden olmadığı için -zira kırkikindi yağmurları başlamış bile olabilir- yağmur altında ıslanmak isteyen ankara sakinleri kendilerini uzun yürüyüşlere adayabilir. bu da ayrı bir nostalji ya da romantizm çeşidi. Ekim doğumlu olsam da benim olayım kesinlikle yağmur değil. Kar. Kar yağarken saatlerce yürüyebilirim. yolumun üstünde oturup çay içebileceğim bir yere de denk gelirsem işte aşk.

     
  8. izin için memleketime geldiğim haftalar neredeyse her gün karşılaştığım hava olayı.

    izinleri yaza denk getirsem bile o hafta sürpriz bir şekilde eskişehir'in göğü sularını tepemize tepemize bırakıyor.

    berekettir.

    şemsiyeden nefret ettiğim için ıslanmayı göze alıyorum.

    Eskişehir'de her yer yürüme mesafesinde (bana göre tabi ki, ayağı yanmış kedi pardon aslan gibi hiç durmadan üç dört saat yürüyorum.) olduğundan yağmurda ıslansam bile en fazla bir saatte eve ulaşıyorum.

    yağmur çatıdaki ondulinlere vurunca meydana gelen sesten uyumak da mümkün olmuyor.

     
  9. eylülün son günü, memleketteki son izin günümde gökteki bulutlar yine bıraktı tüm yükünü eskişehir'e.

    eskisi gibi yağmıyor yağmur, yağdığı zaman ise kısa sürede çok fazla yağıyor. belki bunu çoğu kişi fark ediyordur.

    ''iklim değişir, muson olur, gülümse'' olarak değişmeli meşhur şarkımız.

    ama hâlâ bir kedim bile yok.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.