Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

kürşat ve kırk çerisi

paylaş araştır

 

  1. Hüseyin nihal atsızın kitabındaki çin sarayını basan türkler

     
  2. Kürşad Çin kaynaklarında A-shih-na Chieh-she-shuai olarak geçen kişidir

    Prof.Dr. Ahmet Taşağıl,İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı?nın programında ismin gerçekliğiyle izleyenler tarafından ismin gerçek olup olmadığına dair yoğun soru yağmuruna tutulmuştur..

    Son olarak Ahmet Hoca olayın gerçek olduğunu ama ismin Kürşad olmadığını beyan etmiştir.

    A-shih-na kelimesi okuduğum bir yerde Asena soyundan gelen anlamındaymış ne kadar doğru bilemem..

     
  3. Çin Esaretinde Geçen 10 Yıl

    Doğu Göktürk Kağanlığı, Çuluk Kağan'ın dönemine gelene kadar Çinlilerden yeterince etkilenmiş, adeta Çinlilerin birer sömürgesi haline gelmişti. Öyle ki hükümdarlar Çinli prenseslerle evlenmiş, Çinli prensesler de yanlarında birçok casus getirmişlerdi. Çuluk Kağan Çin'in bu hain planlarının farkındaydı ve bu nedenle Çin ile ilişkilerine sınırlar koymuştu. Uygulanan politika sonucunda devlet, önceki dönemlere oranla en parlak zamanını yaşıyordu. Bu durumdan hoşnut olmayan Çin, Doğu Göktürk Kağanlığında iç karışıklıklar çıkartmaya çalışmıştı. İç karışıklıklarla birlikte artan entrika ve komplolar Kürşat'ın babası Çulluk Kağan'ın Çinli üvey annesi tarafından zehirlenerek öldürülmesine neden olmuştu.

    Çulluk Kağan'ın ölümünden sonra kardeşi Kara Kağan hükümdar olmuştu. Abisinin çizdiği yoldan ilerlemeye çalışan Kara Kağan Çinlilerle savaşlar yaparak asimile olmayı reddetmişti. 629 senesinde Çinlilerde yapılan bir savaşta Kara Kağan mağlup oldu. Kara Kağan 100.000 Türkle beraber Çinlilere esir düştü. Esir düşen Türkler Çinliler tarafından kendilerine tahsis edilen görevleri yapmaya mecbur bırakıldılar. Türkleri asimile etmek için ellerinden gelen her şeyi yapan Çinliler, Göktürk soylularını imparatorluk ordusunda maaşlı subay olarak görevlendirdiler. Kürşad da bu subayların arasındaydı.

    Kurtuluş Planları

    Esir hayatını asla kabullenmeyen Kürşad, yıllarca özgürlüğe kavuşacakları günü beklemişti. Esaret zincirini kırmak için güç toplayan Kürşad esaretin 10. yılında planlarını uygulamaya koymuştu. İmparator Tai Tsung'un bazı günler tebdili kıyafetle, yanında koruması olmadan gezdiğini öğrenen Kürşad imparatoru kaçırmayı düşünmüştü. Böylece imparatoru Ötüken'e götürecekler ve karşılığından Çinlilerden Türk esirlerin özgür bırakılmasını isteyeceklerdi. Kürşad planını açıklamak için 40 kişilik ihtilal grubu oluşturmuştu. Planı uygulamayı kabul eden bu gruba ayaklanmanın başarılı olması durumunda kendisinin kağan olmayacağını söylemişti. Çünkü bu planı kendi çıkarları için yaptığını düşünmelerini istemiyordu.

    Yağmur Kokan Gece

    O gece bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyordu. Bu nedenle İmparator Tai Tsung sarayın dışına çıkmamıştı. Kürşat ve 40 çerisi yaptıkları planların duyulmasından korktukları için bir an önce harekete geçmeleri gerektiğini düşünmüşlerdi. Hemen harekete koyularak Çin sarayına baskına gitmişlerdi. Yüzlerce Çinli askerle kahramanca savaşan yiğitlerimiz kayıplar vererek 10 kişiye düşmüştü. Bu nedenle saraydan uzaklaşarak Ötüken'e doğru at sürmeye başlayan Kürşad ve çerileri Vey Nehri'ne ulaşmışlardı. Yağan yağmurdan dolayı Vey Nehri üzerindeki köprüler sular altında kalmıştı. Karşıya geçemeyeceklerini gören Kürşad, çerilerine geri dönerek savaşmaya devam edeceklerini söylemişti. Binlerce askerle tekrar çarpışmaya girişen yiğitlerimiz birer birer şehit olmuşlardı.

    Kürşad ölmüş, fakat attan düşmemişti. ölmüş, fakat yenilmemişti...

    Kutlu Gün

    Kürşad ve 40 çerisinin yaptığı ayaklanma, İmparator Tai Tsung'u dehşete düşürmüştü. Bu ayaklanmanın devamının geleceğinden korkan imparator esir Türkleri serbest bırakarak yurtlarına geri göndermişti. Evet, belki Kürşat ölmüştü ama uğrunda can verdiği davasının başarıya ulaşmasını sağlamıştı. Türk'ün adını tarihi belgelere cesur, kahraman, yiğit kelimeleriyle birlikte yazdırmıştı. Onlar; bu milleti hiçbir milletin asla esaret altına alamayacağını göstermiş, özgürlükleri için ölüme koşmaktan korkmayacaklarını kanıtlamışlardı. Bir milletin dirilişi olmuşlardı. Bu topraklar Kürşat ve 40 çerisinin akan kanlarıyla nice yiğitler yetiştirdi bağrında. Daha nicelerinin geleceğine hiç kuşkumuz yok. Allah yeter ki bize böyle kötü günler göstermesin.

    ?Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir; Kahramanlık, saldırıp bir daha dönmemektir.

    Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından Koşar adım gitmeli onların arkasından. Kahramanlık, içerek acı ölüm tasından İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.