Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

körelmiş organ aldatmacası

paylaş araştır

 

  1. evrimci yalanı.

    Evrimciler körelmiş olduğu iddia ettikleri organların atalarından miras kaldığını iddia ederler,oysa o organlar ne körelmiştir ne de ataları olduğunu iddia ettikleri bazı maymunlarda bu organlar mevcuttur...

    işlevsiz organ değil,o zamanlar işlevi tespit edilememiş organ desek daha doğru olur

    zaten körelmiş organ listeleri 100 gibi bir rakamla başlattılar, giderek küçülttüler

    mesela apendiks vücuda giren mikrolara karşı mücadele eden lenf sisteminin parçasıdır...

    kuyruksokumu kasların ,ve pelvis bölgesi organlarının tutunduğu yerdir,bu kemik olmadan rahatça oturamazsınız bile

    timus bezi T hücrelerini harekete geçirirek savunma sistemini aktive eder

    gözdeki yarım ay çıkıntısı gözün temizliği ve nemlenmesini sağlar

    bademcikler insanı erişkin yaşa kadar enfeksiyonlara karşı korur

    evrimcilere göre körelen bazı örganlar köreldikten sonra farklı bir işlevi yerine getirirken,

    bazı organlarda yeni bir işleve sahip olmadan yok olurmuş,

    bir sürüngen bir balinadan şanslı anlayacağınız.

    neden? bazı organların torpilli mi oluyor?işine gelince yok olur,işine gelmeyince yok olmaz..

    körelmiş organlar neden hala bulunuyor da yok olmuyor dendiğinde körelmenin çevre koşullarının etkisiyle işlevinin kaybolmasına bazı organlara bir kaç bin yıl bazılarına milyon yıla kadar değişen süreler gerekiyormuş.

    anlayacağınız ''''ölme eşeğim ölme '''

     
  2. olmayan aldatmaca.

    öncelikle şu an biyoloji alanında dünyada evrimi baz almadan yapılan herhangi bir ciddi çalışma veya evrimin olmadığını iddia eden ciddi bir bilim insanı bulamazsınız. ülkemizde ve çeşitli islam ülkelerinde, ayrıca özellikle Amerika'da evrim karşıtı olan ve akademik unvana sahip insanlar mevcut olsa da, bunların hiçbiri dikkate dahi alınmaz, bu konu kesinlikle çok net. çünkü bilim hiçbir zaman iddianın ne olduğuna bakmaz, ispatlanabilir mi(yalnışlanabilir mi), değil mi? buna bakar. evrim var diyenler bunu on binlerce kez test etti ve en ufak bir şüpheye yer olmayacak şekilde evrim kanıtlandı.

    körelmiş organlara gelince, mesela 20 yaş dişi, eğer "körelmiş organ" iddiası aldatmaca ise, ne işe yaramaktadır? evrim bunu kabaca, önceleri, şimdikinden daha farklı şartlara ve diyete sahip olan insansı canlının daha geniş bir çene yapısının olmasına bağlamaktadır. zamanla değişen şartlar ve diyet, çeneyi daraltmış ama genetik kodlardaki diş sayısı henüz buna tam ayak uyduramamıştır.(bugün insanların yaklaşık %35inde 20 yaş dişi hiç çıkmıyor, yeterince beklenirse, tüm insan popülasyonunda silindiği görülecektir.) kaldı ki evrimsel süreçte bir işlevi olan 20 yaş dişleri bugün, hem diğer dişleri çürütebilmekte, hem de sıkıştırarak şekil bozuklukları veya kistler oluşturabilmektedir. bu, evrimsel olarak oluşan bir anormallik değilse, Allah'ın insanoğluna hatalı bir organ bahşetmesi onun sonsuz ilmi ile çelişir ve bunu iddia etmek de sanıyorum ki dinen hiç de uygun değildir.

    ali Demirsoy yanılmıyorsam evrimsel olarak her 100 yılda 1 adet kılın kalıcı şekilde düştüğünü söylemişti. peki önce ne işe yarıyordu? tabii ki soğuktan korunma. ürperince veya üşüyünce o kıllar diken diken oluyor değil mi? aynı hareketi kuşlarda da görüyoruz. yine yeterince beklerseniz saç, kaş-kirpik, sakal-bıyık ve genital bölgelerdekiler gibi hala işleve sahip olanlar hariç hepsinin döküleceğini görürsünüz.

    evrim, elbette mahalledeki pide ustası olmadığı için olması muhtemel tüm değişiklikleri hemen yapıp " al, artık mükemmelsin" demez, bir canlı hiçbir zaman mükemmel olamaz zaten. 4.5 milyar yıllık bu gezegende, ilk tek hücreli canlı 3.5 milyar yıl önce ortaya çıktı, denizlerde ve karalarda envai çeşit canlının fink atması ise sadece 550 milyon yıl öncesine dayanıyor. aradaki 3 milyar yılın nasıl bir süre olduğu ise sizin hayal gücünüze bağlı. insan gibi kompleks bir canlıda evrimi şu kısacık hayatınızda an be an gözlemleyemezsiniz çünkü bu devasa bünyenin geçireceği evrim öyle kısa sürede olmaz. illa da evrimi görmek istiyorum derseniz, gidip ilaç yapımında çalışan bir eczacı veya biyokimyager ile konuşun. 20 yıl önceki antibiyotiklerin şimdi kullanıl(a)madığını söyleyecektir, çünkü artık işe yaramıyor o ilaçlar. bakteriler sürekli evrim geçiriyor, yapılarının bizlere göre çok çok basit olmasından dolayı geçirdikleri hızlı evrim her an gözlemlenebiliyor ve bu sebeple yeni antibiyotik türleri oluşturulması elzem oluyor.

     
  3. aldatmacası evrimci yalanıysa, körelmiş organın gerçekten de var olduğunu anladığımız husus.

    ama evrimciler de sanki var diyordu buna(gülücük).

     
  4. bahsedilen körelmiş organlardan kasıt rudimenter organlarsa ya cehalet ya da kötü niyet içeren tabirdir.rudimenter organlar körelmiş organlar değil gelişmediği varsayılan anatomik oluşumlardır.örneğin insanda sakrum veya koksiks diye anatomik bir yapının oluşu hiç bir şekilde bir kuyruğumuzun olduğu ve köreldiği verisine ulaşmamızı sağlayamaz.

    evrim yaratıcının varlığını reddedenler tarafından suistimal edilen bilimsel bir veridir.aslında evrim sanıldığı gibi organların körelmesine, bambaşka yaratıkların türemesine falan sebep olabilecek bir kabiliyet değildir.

    yaratıcıyı reddedenler bilimsel verilerden de pek haberdar olmadan varsayımları kanunmuşçasına kullanmaya çalışırlar.evrimin insana kattığı başkalaşım kabiliyeti afrika çöllerinde yaşayanların esmerleşmesi(iki gün antalyaya giden de kararıyor), güneşe hasret bölgelerde yaşayanların beyaz tenli olması, soğuk tozlu veya rüzgarlı bölgede yaşayanların çekik gözlü olmasını sağlayacak kadardır.bir başka örnek yıllardır konuşulan bir bakteri direnci olayı var ama bakterilerde 70 yıldır yapısal bir değişme gözlenmemiş olmasına rağmen sadece davranışsal değişimler gözlenmekte.yapısal değişimler de insandaki değişimlerden yola çıkarak saydığımız gibi basit değişimlerdir.homo habilis, homo erectus homo sapiensin derken bugünki insana dönüştüğümüz hikayeleri tamamen varsayımlardan ibarettir.benden bildirmesi bilimsel veri olan evrim bu şekilde.inanılan evrim de yeni türler yaratma kabiliyeti olan bir canlı özelliği gibi servis edilmeye çalışılıyor.

    üreme ve çoğalma allahın hikmeti ve nimeti olan bir canlı kabiliyetidir.çaprazlamayla elde edilen ve üreme çoğalma kabiliyeti olan tek bir hibrit alt tür yoktur.iran kedisiyle van kesisini çiftleştirip yine başka bir melez kedi elde edersiniz.üreme kabiliyeti olan bir kedi çıkar meydana.ama atla eşeği çiftnleştirip üreme kabiliyeti olan katır diye yeni bir tür elde edilemez çünkü katırlar kısırdır.işte bu da allahın hikmeti ve nimetidir.

    tek türden çoğalan başka türler olacak da bunların üreme kabiliyeti olacak da sürekli yapısal başkalaşım sergileyecekler falan bunlar bilimi referans göstererek uydurulan varsayımlardır ve yaratcıyı reddedenler tarafından öyle allanıp pullanıyor ki sanki evrim yeni yaratıklar var edecek bir canlı kabiliyetiymiş gibi önümüze koyuluyor, koyulmaya çalışılıyor...

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.