Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
gelişmekte olan bir ülkede yaşamanın temel zorlukları olan eğitim, işsizlik, istihdam gibi temel gereksinimler nedeniyle, insanın İsviçre gibi, Norveç gibi kuzey Avrupa da, güney kore ve Japonya gibi uzak doğu da, gelişmişliğin nirvanası Amerika da yahut Avustralya gibi el değmemiş doğada yaşama isteğidir, ancak yine de yurtları terk etmemek, Anadolu dan kopmamak gerektir..
ülkesinde yaşanan olumsuz olaylar ve yaşam kalitesinin düşük olmasıyla kişide vuku bulan düşüncedir.
bazen sinirle bazen de sitemle söylenen lakin gerçekleşmesi imkansız denecek kadar zor olandır.
hayallerinin peşinden gidenlerin ise amacı çok başkadır, kendilerine yeni bir hayat kurmayı hedefler ve bu yolda ilerlerler.
gençlik yılları diye tabir edilen yıllarda görülebilen, bazen insanın çocukluk hayali olmasından gerçekleşen yada ortaya çıkan isteme halidir. çoğu kişide biraz daha yaşadığı çevreyi sevdiğinde geçebilen bir istektir. ölümüne bu istek geçmiyorsa, gidip doğumunu gerçekleştiren kişiyle yüz yüze gelmesi tavsiye edilir. ne kadar dil sorunu, yabancılık hissetme sorunu olmasa da, özlemek sorun olacaktır. genellikle çalışma koşulları türkiye'den daha zorlu olacaktır. şayet üst düzey bir görevde değilseniz.
dayım... çocukluk hayali. jeoloji mühendisi.. migros müdürü oldu. yine aynı şirketten bir gıda veterineriyle evlendi.. aylık gelir 10-12bin.. yaş 42.. 5 yaşında bir kız.. risk tüm her şeyden vazgeçmek.. kazanılacak, sadece macera.. kızın okulundan tutun işlerine kadar riske edip gidilen yer sydney. avustralya.. açılan migros tarzı bir büyük market. promosyonlar, indirimler türk tarzı.. 100 dolarlık alışveriş yapana 5 kg pirinç 99 cent...
sonuç: mağaza sahibi olduğundan mağazadan hiç ayrılamama, sabahın 6'sında açıp gecenin bir yarısı kapatma... mutsuzluk.. geri dönerek tükürdüğünü yalamak istemediğinden kapalı bir yol.. daha çökmüş bir surat.. zoraki gülümseyen yanaklar.. gelir, çok daha fazlası..
para yada yurtdışı sizi mutlu yapmaz.. amaç yurtdışı değil mutluluk olmalıdır. sabah 9 akşam 5 beni mutlu etmek için yeterlidir.
son günlerin trend topic geyik konusu... terör, hayat pahalılığı, darbe teşebbüsü vs. gibi zor bir ülkenin, gündemi sürekli değişen sorunları arasında bunalan insanlarının, çocuklarının geleceğine dair kurduğu hayallere hayat hakkı tanıyacak yeni coğrafyalar keşfetme isteği...
darbeye karışan cemaat üyelerinin de etkisi büyüktür elbette, son günlerde Google da en çok arananlar listesinde "Kanada". "Göçmenlik", "Çalışma İzni" kelimeleri varmış.
Acı bir durum... Acı olan darbecilerin kaçması değil tabii, onların dışında kalan ve kendini liberal, laik vb. tanımlayan insanların da ülkesinden gitmeyi düşünebilmeleri...
bana kalırsa ben bu topraklara kökten değil kaderden bağlıyım. bir gün bile yaşayacaksam farklı bir toprağın havasını solumak istemem. ancak İskandinav ülkelerinin dertsizliğini de kıskanıyorum ne yalan söyleyeyim. bu kadar güzel bir vatanın neden böyle kötü bir bahtı var? neden ben her on yılda bir darbe, sokağa çıktığımda terör, trafiğe çıktığımda maganda, rahat yolumda giderken psikopat bir katil korkusuyla yaşıyorum, üzüldüğüm nokta bu... Allah çirkin şansı versin demişler, hep güzelliğin başımıza iş açıyor galiba Türkiye!..
Ancak tüm olumsuzlukları toplasanız anlattığım gibi, ben istemem başka vatan, başka yurt...
Attila İlhan'ın deyişiyle;
"Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin."
bayrağını, vatanını tam olarak sevmeyen ya da ülkesinin imkanlarını yeterli görmeyen, büyük hedefleri olan kişilerin düşüncesi.
hep hayal olup gerçekleşmeyecek ütopyadır.
aslında nereye gidersek gidelim yine bu ülke burunmuzda direk olur..
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |