Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

40 yaş sendromu

paylaş araştır

 

  1. 30'lu yaşlarının son demlerini yaşamakta olan ve kısa süre içersinde 40 yaşına girecek olan kişinin içinde bulunduğu değişik ruh hâlini ifade eder. Bir nevi orta yaş sendromunun başlangıcıdır. Bu sendromun ilk hafif belirtileri 30 yaşına girildiğinde hissedilir ancak çabuk atlatılır. 40 yaşında ise durum bir tık daha ciddileşir, kişi kendini artık yaşlı gibi hissetmeye, teyze/amca seslenişlerine alıştırmaya, vücutta beliren, normalde yaşlılarda olurdu dediği hastalıkların tedavisi ile uğraşmaya başlarken bulur.

    En zoru da durumla psikolojik olarak başetmektir. Biri "kaç yaşındasındasın" diye sorduğunda "40 yaşındayım" derken bile o "40" insanın dilinde ne kadar büyür, yuvarlanır, ağızdan çıkası gelmez. Bir yandan da "ben ne ara 40 oldum yaa" diye isyan edip, su gibi akıp giden zamanın hüznü çöker. Gençlikte yapmak istediklerimin ne kadarını yapabildim, o yılları iyi değerlendirebildim mi şeklinde kişi iç hesaplaşmaya girmeye başlar. Kendi ile barışık ise 40. Yaşın ortalarına doğru öyle ya da böyle bu sendromun buhrânından kendini kurtarıp, biraz da güzelliklerini yaşamaya başlar. Bilmiyorum, daha 1,5 ayım var 40.yaşındayım demek için, herhalde güzellikleri de vardır diye düşünüyorum. En azından bu yaşa kadar gelmiş olmak bile bir "şükür" sebebi olmalıdır. Yalancıktan değil, gerçekten de her yaşın ayrı bir güzelliği olduğuna inananlardanım. Her ne kadar bazıları için kabul etmesi daha zor olsa da zaman ileriye doğru akıp gidiyor ve biz canlılar da buna karşı koyamıyoruz. Engel olamadığımız hayatın gerçeklerine karşı direnmektense, her ânını "iyi ki" dediğimiz şeylerle geçirip yaşantımızı mutlu ve huzurlu kılmalıyız.

     
  2. girmeye çıkmaya fırsat bulamadığım sendrom.

    daha ergenlik var,

    orta yaş bunalımı var,

    varoluş krizi var.

    çok birikti bilmiyorum ne olacak.

     
  3. 36. yaşa alışamamışken 40. yaşı düşünemiyorum.

    hayat akıp gidiyor.

    genç gösterdiğimi söylüyorlar da bir nebze iyi hissediyorum.

     
  4. 40 yaş üstü sözlük yazarıyım. kırklı yaşlara girmeyi Toyluktan arınmış olmanın eşiği olarak görüyorum. Zira 20'li ve hatta 30'lu yaşların o kendine has tecrübesizliğini farkında olarak ya da olmayarak üzerinizden atıyor, her "hıyarım var" diyene tuzu alıp koşmuyorsunuz.

    Bu yaş grubunun bir katkısı da olaylara ve hayata çoklu pencereden yani -daha teknik bir tabirle- panoramik bakış açısı kazandırmasıdır. Böylelikle konuşurken acele etmiyor, "şöyle de bir durum var" diyerek etraflıca fikir yürütebiliyorsunuz.

    Velhasıl, "sendrom"u kazanıma çevirmek aslında güzel bir sürpriz.

     
  5. babam kırk iken ben onikiymişim.

    anam kırk iken ben onyediymişim.

    bir de bu yaşların hissedilenleri var.

    bazen kendimi yirmi hissederken bazen seksen hissediyorum.

    sendroma girmeye fırsat kalmadan bir sonraki yaşa giriyoruz zaten.

    kırka bir kaldı, şu anda otuzdokuzun sendromuyla boğuşuyorum hele bunu bir def edelim de kırka gelince onun da sendromunun aşısını bulur uzmanlar belki.

    benim asıl büyük sendromum çok içler acısı: kırk yaşıma ramak kala cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak ve -sadece bir ayla- yaş kırktan küçük olduğundan bu seçime seçilmek için katılamayacağım. neyse önümüzdeki seçimlere bakacağız artık. çok da şey etmemek lazım.

     
    (Bkz: çok da şey etmemek lazım)
  6. Erkeklerde andropoz,kadınlarda menepoz başlangıcı

    Genç yetişkinlikten,orta yaşa terfi etmenin başlangıcı

    Tüm dünyada hala genç kabul edilen yaş grubu

     
  7. rüzgarını yavaştan hissettirmeye başlayan sendromdur.

    gelecek illa kaçarı uçarı yok demişler bunun ister güle oynaya ister karalar bağlayarak bekleyelim kaçamayacağız..

     
  8. 40 yaş sendromu bir duraklama dönemini anlatır. artık yetişkinlik ve güç bakımından zirveye çıkılmıştır ve bundan sonra zirveden aşağı iniş süreci başlamıştır. vücut yavaş yavaş çökmeye, hastalıklar başgöstermeye başlar. istemeyerek de olsa yaşlılık göz kırpar ve yolun sonu gözükür. insan bunca zaman eğlenmek için harcadığı gençliğin geride kaldığını anlar ve yavaştan ibadete yönelir. ama parası olup da hiçbir şeyi dert etmeyenler, acı çekmeyip ruh yaşı genç olanlar için bu konular pek sorun değildir. günümüzde 30lu yaşlara gelmesine rağmen gençliğini sürdürmeye çalışan birçok kişi vardır. 40 yaşını geçip saçlar daha da ağarınca mecburen bazı durumları kabullenmek zorunda kalınır.

     
  9. üç aydır bu yaşı tam olarak yaşıyorum. şahsi, bedeni, akli bir problemle karşılaşmadım ve inşallah karşılaşmam, bugün merdivenleri çifter çifter hızlı bir şekilde çıktım ama biraz yoruldum. asansör var ama gerekmediği sürece yüzüne bile bakmam. ayrıca gözlüğümün kulağa denk gelen saplarının oralardaki beyaz saçlar üç numara tıraş olsam bile buradayız diye bağırıyor artık.

    şu çevre baskısı yok mu? sendromu zorla yaşatmak için sanki toplu olarak anlaşıp üzerine geliyorlar insanın. çevre derken bir çevre değil, iş çevresi, aile çevresi, komşu çevresi olarak benim maruz kaldığım üç bağımsız çevre var. üçü de eş zamanlı -eş bulmak üzere- iyi organize olmuşlar sanki, her cepheden tatlı bir saldırı var üzerime üzerime; evlendirme baskısı, evlendirme mücadelesi, bana ne doktorlar ne mühendisler buluyorlar sayısı onu geçti, vara vara bir zalime bir kalpsize varmak da istemiyorum açıkçası ama iyi kalpli bir davulcu kızsa olabilir. ayrıca bu araştırmalardan elde edilebilecek bir sonuç var: benim yaşımın kuşağında büyük bir evde kalma sorunu bulunmakta.:) sosyologları göreve davet ediyorum. belki bu da amerikanın bir oyunudur.

    birinci dünya savaşındaki osmanlı devleti gibi hissediyorum kendimi. ama bir kurtuluş savaşım olursa ve sonu evlilikle biterse türkiye cumhuriyeti gibi olmak içten bile değil. en son bir akraba düğününde yaşlı bir akraba, bir dahaki düğünün benim olması gerektiğini söyledi, kız buldun da evlenmedik mi? diyerek gülecektim ama yapamadım. düğündeki evlenen kuzen otuz yaşında bile değildi, yaşlı akrabam beni otuz filan sanıyor olabilir ama evde kaldığımın bilincinde.:)

    şahsi düşünceme göre bu hayat bana yetti zaten, hayata doydum, uzatmalardayım, sırf yaşamak için yaşıyorum. sendrom bana uğradıysa bile yıllar öncesinden uğramıştır.

    şimdi emeklilik hayali kurmak istesem daha yirmi yıl var ona da. belki bu da sendrom yaratmaz bana, sadece bulunduğum yerde yaşadığım zamanın iki katını daha yaşamak düşüncesi gözümde büyüyor.

     
  10. Daha gelmediğim yaş sendromu :) keşke hep 30'da kalsak.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.