Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

En Beğenilen Entryler

  1. Sevgilinin karşı cins kankasıyla aşırı samimi olması

    saçma sapan konuşmayın ya adam gay. ( bir arkadaşımdan biliyorum :)

  2. Sevgilinin karşı cins kankasıyla aşırı samimi olması

    Kankayla belli bir samimiyet olur zaten adı bunun için kanka. Ama bazıları gizli kapılar arkasında sevgili, topluma karşı kanka olarak gözüküyor. Aşırıdan kastım aşk ve temaslar...

  3. 1 adet lahmacun ve mini ayranın 900 tl olması

    yevmiye ücretinden az miktar düşükmüş.

    yani insanlar bir adet lahmacun ve bir adet küçük ayran için bütün gün kan ter içinde oradan oraya koşturuyor öyle mi ?

    çalışmanın pek bir işe yaramıyor gibi göründüğü şu kaotik durumda alternatif ekonomik sistemler kurmak farz gibi duruyor.

    ne gibi ? derseniz.

    takas sistemi gibi huzurlu eğlenceli şeyler.

  4. kereviz yaprağı

    Eskiden turşuların fiks sebzesiydi. Şimdilerde turşuya kereviz yaprağı koyan kaldı mı ki, sanmıyorum. Kereviz yaprağı diyince, aklıma anneciğimin, çocukluğumda kurduğu, turşu kavanozları gelir. Aroması, turşuyu ayrı bir lezzetli yapar. Sadece turşuya değil, konduğu herşeye ekstra dokunuş katar.

  5. Bugün kalan hayatımın ilk günü

    Dün biten ömrümün son günü, bugün kalan ömrümün ilk günü, ikisinin bileşkesi toplam ömrümün günü. En iyisi gün hesabını boş verip, dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım diyip, günümüzü güzel geçirmeye bakalım. Düne dair yapacak birşey yok çünkü, bari bugünü kurtaralım ve geleceği iyi planlayalım. Bunu yapmaya gücü olmayanlar için, başlıkta geçen, züğürt tesellisi sözüdür.

  6. Bugün kalan hayatımın ilk günü

    belki bugün son gündür, nerden belli diyebileceğimiz söylem. Hayat bir gündür o da bugündür.

  7. Bugün kalan hayatımın ilk günü

    sırtımızda paraşütler,

    sıramızı bekliyoruz,

    beklerken de bir iki laklak falan filan

    daha sonra yallah...

  8. bok böcekleri

    dün bana yakıştırılabilecek sıfat.

    malum gübreleme mevsimi geldi.

    organik, inorganik bütün gübreler ortalığa döküldü.

    dediler ki: organik denilse de piyasada satılan gübreleri sebzelere vurmayın.

    iyi de kokusu kaç kilometre öteden duyuluyor, keskin bir amonyak kokusu var.

    hatta çuvalların kokusundan ortamı fareler bastı sanmıştım.

    olsun, dediler.

    tamamen organik değil onlar.

    haa bu durumda bu konuyu da araştırmam gerekecek.

    bu aralar burnum şoktan kurtulmuyor.

    kimyasal gübre için dedi ki:

    bunları , dedi bize toplu olarak vermiyorlar sayılı veriyorlar.

    bomba yapabilirmişiz.

    çok sevimli duruyorlar ama işte ne yaparsın, insan; şok karıştırmaya müsait.

    organik gübre eğer sebzeler için kullanılmıyorsa meyve ağaçları ve çiçeklere gün doğdu demektir.

    bir poşetini de salon bitkileri için ayırırım ahey ahey...

    diğer yaş gübrelere gelince: yağmurlu havada araziye vurduk. çuvalları temize çıkardık.

    burası diyor, köy gibi kokuyor.

    evet manzarayı tamamladık ondandır.

    bu sayede bizim vatandaşların işe yaramaz anlamında niye birbirlerine "şok çuvalı" dediklerini de anlamış oldum.

    bir insanı aşağılamanın en kestirme yolu.

    bu çuvallar bir harika dostum...

    türlü türlü bakteri ordularıyla tanışmışımdır herhalde.

    en son ne zaman tetanos aşısı olmuştum ki ?

    kuduz muduzla birlikte herhalde.

    neyse...

  9. güne bakan

    iç Anadoluda şemşamer mezhep olarak geçen ve kişiliksiziliği ifade ettiği düşünülen ayçekirdeği çiçeği.

  10. çeyrek domuzu yedi dakikada yemek

    7/24 haram yiyenler kadar konuşulmamıştır