 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
akşam yemeğinde makarna isteyen ev halkına yanıt vermek isteyen annenin; paketlerde biraz burgu biraz fiyonk kalan paketlerdeki makarnaları karıştırıp pişirmesidir.
"illa ki makarna" isteğine yanıt verilip evdeki yarım makarnalar da tüketilmiş olur.
ama parantez açayım makarna gayet sebzeli ve yanında yoğurtla tüketilecektir ki
evdeki kalan makarnaları değerlendirmenin bir yolu. çöpe mi atılsın, diğerleriyle aynı şekilde değil diye, hem şeklinin ne önemi var, tat aynı olduktan sonra, gerisi boş.
maksat sofrada çeşit olsun diye düşünen anne davranışıdır.
ne şekilde olursa makarnaların tadı aynı olduğu için çok da fark etmeyecektir.
fark etmeyeceği düşünülse de gerek damak tadı olarak gerekse de estetik olarak gerçekten olumsuz anlamda fark ediyor. Damak tadını psikolojik olarak etkiliyor kanısındayım. Estetik olarak ise cümbüş sevenler için eğlenceli olabilir. Sonuçta evet hepsi makarna ve hepsi aynı şekilde pişiyor. Fakat tabağınıza aldığınızda makarnayı "makarna" olarak değil "türlü" gibi algılıyorsunuz. Bir yemeğin içinden nasıl ki bazı bileşenleri ayırıyoruz işte her çeşit makarnayı bir araya topladığımızda da aslında bütün makarnaları eşit derecede sevmediğimizi anlıyoruz. bir kere denedim. bu sonuca ulaştım. Bir daha makarnaları birbirine karıştıracağımı sanmıyorum.
bizde paketteki tüm makarna tek seferde pişirilir.
oldu ya bir miktar kaldı, annem kesinlikle farklı şekildekileri karıştırıp pişirmez, kırmızı çizgileri var çünkü. kalanları pişirebilmek için aynı şekildeki makarnadan almamız lazım ya da kalandan çorba yapılır.
spagettileri düdük makarnalara geçirmek gibi ilginç denemeler kafamda çakmaya başladı bile.
ben mutfağa girince daima alışılagelmişin dışında davranırım ve bu konuda başarılıyım. bulgurlu pirinç pilavı bile denemişliğim var, kuru fasulyeli biber dolması da şimdi aklıma geldi, denemem lazım.
annemle aşçılık konusunda ayrı mutfakların insanları olsak da onun yemeklerini hiçbir şeye değişmem.
mühendis bir yazarın spagettileri (çubuk makarnaları) düdük makarnaya nasıl ve hangi aşamada üstelik hangi teknikle geçireceğini çok merak ettiğim için ilgimi çekmeye devam eden konu başlığı.
ilkin, çubuk makarnayı henüz pişmeden düdük makarnaya geçiremezsiniz. belki ancak bir dikiş ipliği yardımıyla birbirine bağlarsınız. Ama niye? haşlanırken o ip gevşer illaki bir ayrılma olur.
ikincisi, Her iki makarnayı haşladıktan sonra neden birbirine geçirmek için uğraşacaksınız?
gerçekten bu projenin hangi teknik ile hayata geçirilebileceğini çok merak ettim. Çubuk makarnayı düdük makarnaya geçirebilirseniz ve elbette bu projeniz bağımsız denetçiler tarafından da onaylanırsa bütün sözlük huzurunda söz veriyorum size ömür boyu ankara' dan yemek yapıp göndereceğim.
öncelikle düdük makarnadan kastım boru şeklinde veya yüzük şeklinde olanlardı, bugün alışveriş esnasında ilçedeki marketlerde yaptığım araştırmada ''düdük makarna'' tanımlı ürün bulamadım. hafızamda niye bu tanımla yerleşmiş bilmiyorum. en azından internet arama motorunda ''düdük makarna'' diye aratınca kastettiğim şekilli görseller çıkıyor. (buradaki amacım kıvırmak da değil bu arada.)
süzgeçli makarna tenceresinde su kaynatılır. süzgecine, önceden ortadan ikiye kırılmış spagetti makarnalara bahsettiğim boru-yüzük kesimli makarnalar ikişer üçer... tane geçirilir ve süzgece yan olarak dizilir. süzgeç bu şekilde kaynayan suya nizami bir biçimde daldırılır. makarnanın pişme süresine göre kaynayan suda pişirilir. sonra süzgeç sudan düzgünce çıkarılır ve servis tabağına kabiliyetli aşçı marifetiyle bir anda ters çevrilir.
bu işlemi hiç yapmadım, sadece üstteki entrymde yazarken hayal etmiştim, yapılabilirlik oranı çok yüksek, bağımsız denetçi tarafından onaylanacak kadar zor veya değerli bir keşif de değil. ankara'dan taaa buraya her gün yemek göndermeniz için anlatmadım bunları. zaten bu kadar kolay bir işlem için bu ödül orantısız büyük olur.
uzun zamandır sözlükte detaylı yemek tarifi yapmıyordum, bu entry iyi geldi. bir sonraki tarifimde görüşmek üzere:)
sapagettinin (çubuk makarnanın) düdük makarnaya geçirilebileceğine ikna olduğum başlıktır.
makarnaları süzgeçli makarna tenceresinde haşlayacağınızı söylediğiniz için bu girişim teorik olarak mümkün gözüküyor. Klasik usulde bir makarna haşlama yöntemi düşünmüş ve projenin haşlama aşamasında atıl kalacağını varsaymıştım. zira Klasik usulde makarnaları uygun herhangi bir tencereye koyduğumuz suya atıp haşlıyoruz ardından süzme işlemini gerçekleştiriyoruz. bu işlem elbette makarnayı zedeliyor, bütünlüğünü bozuyor. süzgeçli makarna tenceresi kullanmak evet bu riski ortadan kaldırır. Yani makarnaları süzgece öyle özenli yerleştireceksiniz ki ve yerleştirdikten sonra da hiçbir müdahalede bulunmayacaksınız ki haşlanma aşamasındaki tüm riskler bertaraf edilsin. Böylece Makarnaları mangal pişirir gibi ya da ızgarada balık pişirir gibi özenle haşlamış olacaksınız.
bu aşamada belki yine de makarnaların haşlandıkça birbirine yapışması ya da özellikle çubuk makarnaların haşlandıkça hacim kazanıp düdük makarnayı zedeleme ihtimali var.
Bu arada kullandığınız "düdük makarna" tabiri yanlış değil. boru şeklinde veya yüzük şeklinde olan makarnalara halk arasında "düdük makarna" diyoruz. Küçük olanına "yüzük makarna" denildiği de oluyor. kelebek şeklinde olanına ya "fiyonk makarna" ya da "kelebek makarna" diyoruz. Hamurunu kendimiz açıp kestiğimize "erişte makarna" derken; hamuru yuvarlayıp kestiğimize de "tombul makarna" diyoruz. özetle kullandığınız terminolojide bir sıkıntı yok. gayet anlaşılır.
projenizde haşlama aşamasının başarıyla sonuçlandığını varsayalım. bu durumda bundan sonrasını yine klasik makarna usulü yapmanız mümkün değil. Çünkü haşladığınız makarnaların formunu bozmadan salça-domates-biber ile kavurmanız mümkün değil. Direkt italyan usulü servise hazırlayacaksınız. Bolonez soslu spagetti gibi makarnayı servis tabaklarına alıp üzerine ya da yanına artık nasıl bir sos hazırlamışsanız onu ilave edeceksiniz.
Evet. uğraştırıcı, haşlama aşamasında yine de riskli, italyan usulü ama imkânsız bir proje değil (miş). işin sırrı kesinlikle süzgeçli makarna tenceresi. Tencere-tavanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. benim süzgeçli makarna tencerem yok. bunu bir ihtiyaç gibi de düşünmemiştim. Tekniğe yenildim. ödül konusunu da biraz abartmış olabilirim. mutfakta yaratıcı projeler hep ilgimi çekmiştir. ödül değişikliği yapıp size ne zaman isterseniz haşlamanız için erişte makarna gönderebilirim. bir kenara yazın, benden alacaklısınız.
"bulgurlu pirinç pilavı" birinden birini abartmamak kaydıyla olur. hatta bence tavuklusu da olur. "kurufasülyeli biber dolması" na gelince: bunun olabileceğini de düşünmüyorum. ilerleyen zamanlarda keyfinize göre uygun-ayrı bir başlık açarsanız bunları da okumak isterim.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |