Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

ana

paylaş araştır

 

  1. anne bizi dünyaya getirmiş kadın.

    maxim gorki'nin kitabının adı

     
  2. pearl s buck'ın ünlü eseri

     
  3. Bazı kitaplar vardır ve yazar sanki baştan başa yaşadıklarını hissettirir size. Yazdıkları tüm benliği ile etkiler insanı ve toprağın, mücadelenin, yaşamın, insani tüm duyguların en saf halini bulursunuz kendisinde. Maksim Gorki'nin devrim öncesi Rusya'sını tüm yönü ile aktardığı eseri. İşçi sınıfının durumunu tüm biçimi ile görüyorsunuz. Genelde burjuvaziye olan proleter mücadelesi özelde ise aile bağı kuvvetli olan bir gencin hareket içindeki yeri veriliyor. Farkında olan bir genç ve olgun tavırları annesinin ilgisini çekiyor başta.

    "calismak, yoksulluktan, acliktan ve hastaliktan baska bir sey kazandirmiyor insanlara. her sey aleyhimizde. tum omrumuzu sabahin korunden gece yarilarina kadar calisip didinerek tuketiyoruz. cirkefin, aldatmanin icerisinde surunuyoruz, kahroluyoruz. ote yanda ise baskalari cektigimiz cileler sayesinde catlayincaya dek yiyor, iciyor ve egleniyor. bizleri zincirli tutuyorlar." Sonrasında oğlunun ve arkadaşalarının davasında tüm kararlılığı ve inancı ile bulunur. Ve o bir ana... devrim için umudunu yitirmeyenlerin tam solunda bulunur.

    Yazarın her satırında sosyalizm gerçekliği bulunuyor.

    "İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. işte asıl cinayet bu. bir takım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bunu yapanlara devlet diyorlar.

    evlerine, sosyal statülerine ve paralarına hiçbir zarar gelmesin diye gariban insaları harcıyorlar. anlıyorsun beni değil mi anne? halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiçbir şey anlamaz hale getiriyorlar."

    Yaşamının son zamanlarını bu uğurda harcar. Bildiri dağıtır bedeninin ulaştığı her yere. İşte toplumun acılarına sırt dönmemek yaşa ve cinsiyete bakmıyor. Tüm mesele inanmak, anlamak ve görmek.

    Ana...

     
  4. "Bizim istediğimiz, karnımızı tıkabasa doyurmak mı yalnız?"

    Ve üç oğlanın yüzüne bakarak kendi sorusunu kendisi yanıtladı:

    "Hayır! Boğazımızı sıkanlara, gözlerimizi kapatanlara göstermeliyiz ki, biz her şeyi görüyoruz, ne aptalız, ne de hayvan; yalnızca yemek değil, yaşamak da istiyoruz, yaşama lâyık yaratıklar olarak yaşamak! Düşmanlarımıza şunu göstermeliyiz ki, bize empoze ettikleri forsa yaşantısı, akıl yoluyla onlarla boy ölçüşmemize, hatta onlardan daha üstün olmamıza engel olamaz!.."

    Rus yazar Maksim Gorki'nin devrim öncesi ezilen işçi ve köylü sınıfının aydınlanması ve burjuvalarla mücadelesini konu edinen romanı.

    aforizması bol, insanı gaza getiren bir roman. belki bunca sene beğenilip, insanları etkileyebilmesi yazarının yaşamsal tecrübelerini içermesinden kaynaklanıyor.

    Gorki'nin aynı zamanda arkadaşı olan Lenin'in direktifiyle propaganda amaçlı yazdığı ve rus devrimine adadığı roman, yayınlandığı dönem itibariyle sanırım işlevini fazlasıyla karşılamıştır.

     
  5. Anadolu da anneye söylenen candan seslenme sözü.

     
  6. onun gibi yâr olmayandır.

    aranan, özlenen, beklenen, yüz tane yıl o sana gelmese bile ayağına gidilendir.

    söz de câhil de olsa, profesör de olsa, oğlum, kızım, yavrum, kuzum deyişindeki candanlık ve özleyişlik tonu hep aynı olandır.

    attığı terliklerin hesabı tutulmasa da 'en tatlı acım o an ki gibi olsa, şu yalan dünyada' dedirtendir.

    ana işte... ciğerpâren... acına, tatlına emsalsiz yâren...

     
  7. lisedeyken okuduğum ve çok fazla beğendiğim gorki'nin baş yapıtı.

    hey gidi pavel. bu pavel'i de öyle benimsemiştim ki counter'da falan nick yapmıştım kendime. bir daha okunmalı sanki, kaç yıl olmuş.

     
  8. Anne nin daha bir içten söylenme şekli

    Değerini bilin gidince yeri dolmuyor

     
  9. Pearl S. Buck'ın etkileyici romanı.

    Anlatımı o kadar güçlü ki olayın geçtiği köyü, romanın kahramanlarını, coğrafyayı, kenti, köyü, kasabayı orada yıllarca yaşamış gibi bilirsiniz.

    Bu olay gerçekten de defalarca yaşanmıştır dersiniz.

    Hikaye bizim hikayelerimize çok benzer.

     
  10. dünyanın en kutsalı, en güzel varlığıdır.

    ana, candır. o can gittiğinde kişide cansız kuru bir beden kalır, hayat anlamını yitirir.

    ana, yeri asla doldurulamayan emsalsiz, şifa kaynağı bir dokunuş, bir nefes, tılsımlı bir ruhtur.

    insanoğlunun yüzündeki katıksız gülücüğüne sebeptir, bir tanesidir.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.